YAZAR : Şeyma BULUT
Kalp Yarası bu hafta beni çok zorladı. Öyle bir bölüm hazırlanmış ki izlerken yemedik tırnak, dökülmeyen göz yaşı kalmadı. Bir bölümde ilk kez hem çok üzülüp hem de çok sinirlendim. Sinirlendiğim kısmı sona saklıyorum, şimdi Ayşe ve Ferit’in tüm hayatlarının donduğu, acının da üstüne çıktıkları en büyük sınavını konuşalım : Evlat acısı!
Ayşe uzun zamandır bebeğiyle ilgili rüyalar görüyor ve aslında o düşleri ilk bakışta hep yanlış yorumluyoruz bence. Hatta bence Ayşe bile yanlış yorumluyor. İki rüyayı da analiz edelim bu durum daha net anlaşılır. İlk rüyada cennet gibi bir yerdelerdi ve Ayşe karnı burnunda, çok mutlu sonra Ferit gidiyor, Ayşe acılar içinde uyandı. İkinci rüyada da aynısı söz konusu. Önce Ferit gitti sonra minik kızı gitti yani aslında Ayşe’nin kök saldığı, çöpsüz üzüm olmamasını sağlayan insan Ferit ama Ayşe bunu bebeğinin yaptığına inanıyor. Bunun bir suçlusu var, tek kabahatlisi var :Ferit!
Ferit o kadar kabahatli ki bu konuda Ayşe’yi darmadağın etti. Şimdi iç seslerinizi duyuyorum, Ayşe’ye ağır konuştu falan diyeceksiniz ama o değil arkadaşlar. Ayşe de ben de Ferit’in o anki ruh halini anladık zaten, orada sorun yok. Asıl mesele, asıl sıkıntı gerçekler ortaya çıkınca da Ferit Ayşe’ye o güveni veremedi. Hep diyorum o mahkemede “Boşanmak istemiyorum!” diyen Ferit olmalıydı. Ferit, Ayşe’ye bebekle döndü, sonrasında seni bırakmam dedi bu yüzden anne olmaya hazır bile olmayan Ayşe, yeniden aile olma umuduna tutundu. Farkında mısınız? Ayşe bir süredir Ferit’e sadece tek bir şey söylüyor : Gitme! Demek ki hala bu hususta korkuları var, yani Ferit’in yine onu bırakacağı korkusunu taşıyor. Ferit, Ayşe’nin dünyası, nefes alma, gülme sebebi ama işte yaşananlar unutulmuyor. Bu sebeple rüyalarında bile Ferit’in gittiğini görüyor. Bebek de gidince Ayşe ikisini de kaybettiğini düşündü.
Sadece bununla da kalsa iyi, Ayşe devam edebilme gücünü, kabul edilmesini, bir yere ait olma duygusunu da bebeğine bağladı. Konaktaki sahnelerinde Ferit’le yaptığı konuşma aslında hislerini ortaya çıkarmaya yeter de artar bile. Ferit yeniden orada olmasıyla ilgili sorular sorunca, “Sözleşmeli evlilik!” dedi.Ayşe kimsesiz bir kız çocuğu. Belki hayatı boyunca istenmedi ve ne yazık ki konakta da istenmedi. Ayşe zehirlenme olayına kadar bu kadar bebeğim de bebeğim gezen biri değildi ama özellikle Ferit’in ailesi yeniden hayatına girince daha çok diline vurdu. Aslında bu kabaca “Ben sizin torununuzun annesiyim, ben de ailedenim!” demesinin kısa bir yoluydu. İşte tüm bu aile olma meselesinden dolayı Ayşe için bebeği ailesi, geleceği demekti ve o gidince tam anlamıyla delirdi ve de delirtti. Açıkçası son ana kadar onu anlamaya çalıştım ama ne olursa olsun bir ufak ayrıntıyı da söylemem gerekiyor. Şimdi Ayşe çok acı çekiyor, tüm umudunu kaybetti diye Ferit’e açtı ağzını, yumdu gözünü ama biraz ağır konuştu sanki. Ferit gibi Ayşe de dilini tutamadı ama nasıl ki Ferit için yanlıştı dedim, Ayşe için de diyeceğim. En baştan beri her şey Ferit’in suçu gibi davranmak ona iyi gelebilir ama bazı konuları da söylemeden geçemem.
Ayşe başına gelenlerin tamamından Ferit’i suçlu görüyor ama şunları da unutmamak lazım. Baha Antakya’ya geldi sustu, Ferit yaralandı sustu, Hande onu vurdu şikayet etmedi, evini yaktı affetti ve sonunda iyilikten maraz doğdu ve Ayşe bebeğini kaybetti. Şimdi en sevdiğine, bebeği değil kendisini umudu gören adama sırtını döndü ve kendini soğuk bir ameliyat masasının üstünde buldu. Ayrıca öyle bir tavrı var ki sanki hamile kalmasa Ferit’in bir önemi yokmuş, gidecekmiş de bebek için kalmış gibi davranmaya başladı. Ben onun Ferit’e nasıl aşık olduğunu biliyorum, görüyorum ama bu tavırlar ona kaybettirir benden söylemesi. Hele de Hande mevzusunu kocasından saklamasının tek bir bahanesi bile yok! Ferit vahşi bir adam değil, yani ona zarar vermezdi ama bu saklanan sır(yeniden) Ferit’e korkunç bir karar aldırdı, umarım bunun bir bedeli olmaz!
Ferit bu hafta beni en çok üzen karakter oldu. Ne korkusunu, ne acısını yaşayabildi, ne isyan edebildi ne de delirebildi. Ayşe çok acı çekti ama Ferit de en az onun kadar bebeğine yandı ama dahası var. Ferit bebeğinin ölüm fermanını da elleriyle imzaladı. Hem de daha iki saat önce elleriyle odasını yaptığı bebeğini eşi için öldürün dedi, yetmedi bunu günlerce Ayşe’den sakladı, yetmedi Ayşe’nin acısıyla yandı o da yetmedi şimdi de karısının nerede olduğunu bilmiyor. Resmen adamın erken kıyameti koptu ve o gözyaşlarını dahi içine akıttı. Ben de bir süre onun sevgisini sorguladım ama artık eminim. Ferit’in dünyası Ayşe ve onun için yapamayacağı şey yok!
Ferit’in içinde fırtınalar koparken, onun acısını anlayan tek bir insan vardı : Sinan! Ferit eşinin acısıyla bir saat sonra ölecek bebeğinin odasını sırf Ayşe için hazırlarken ona destek olan , acısını gören, git dese de gitmeyen tek kişi abisiydi. Bu hafta ne olursa olsun Sinan tüm kabahatlerine rağmen kardeşini bırakma, gördüm. Bana soracak olursanız Ferit’in Sinan’a her zamankinden çok ihtiyacı var, özellikle de Mirza hususunda.
Mirza Tekin! Bu hafta onunla ilgili birçok sır perdesi aralandı. Ayşe’nin uzun zamandır peşinde olan Mirza’nın onunla bir bağı var ve biz henüz bu bağı bilmiyoruz ancak bence Mirza sandığımız kadar kötü biri değil. Ayşe’yi kurtarması değildi beni etkileyen, sitenin n sahnedeki paniğiydi. Nasıl eve girerken panikteydi aynı şekilde dedesi yüzünden bir ameliyat masasında görünce de aynı şekilde korktu. Ayşe’nin ölmesini istemiyor ama nedense o adama da hayır diyemiyor. Ben yine de orada bir müdahale bekliyorum, tam ne olacak bilemiyorum ama Ayşe’nin zarar görmesine izin vermeyecek diye düşünüyorum aksi halde Ferit’i yakın zamanda cinayet soruşturması içinde görebiliriz.
Ferit ve Mirza arasındaki gerilim tüm bölüm boyunca artarak devam etti. Ferit’in Ayşe’nin bebeklik resmini Mirza’nın karavanında bulması, Mirza’nın bunu bilmesi ama aralarındaki oyuna son vermemesi bu ikisinin arasındaki olayın daha başlangıç aşamasında olduğunu söylüyor. Bu arada söylemezsem olmaz! Gökhan Alkan ve Bora Cengiz harika bir ikili oldular. Sahnelerindeki uyumları, tatları çok başka. Gökhan Alkan Ferit’in öfkesini kırmızı, Bora Cengiz Mirza’nın sakinliğini mavi tonda oynarken ortaya çıkan ahenkli mor renkten çok keyif aldım. Umarım bu sahneleri artarak devam eder.
Bu arada söylemezsem olmaz Mirza’nın Ayşe’ye bir ilgisi var ve bunun istedikleri şeyle alakası yok gibi görünüyor. En başında Ayşe’ye ihtiyacı olduğunu, bu sebeple hayatını kurtardığını düşünmüştüm ama bundan fazlası var gibi. Kesinlikle bahsettiğim aşk falan değil ki Mirza’nın tavrında böyle bir şey yok! Ya Ayşe yüzünden vicdanını sorguluyor ya da bu işin altında başka bir şey var. Bu kızdaki anatomik bir şeye ihtiyacı varsa neden bebeklik resimleri var? Bu dedenin her dediğine neden evet diyor? Umarım bu soruların cevaplarını alırız.
Yazıma burada son veriyorum ancak söylemek istediğim bir kaç nokta var. Öncelikle hastane sahnesinden başlayalım. Ben doktor değilim, tıp eğitimi almadım ama çoklu organ yetmezliği ve oksijen sorunu yaşayan bir hastanın karnındaki bebek nasıl hayatta kaldı? Karnında ölmedi! Bu kısmı doktor olmadığım için anlamam ama diğer kısmı çok iyi anlarım. Öncelikle izin belgesi işine açıklık getirelim : Boşanma ilamı çıkmadan boşanma gerçekleşmez. Yani Ferit ve Ayşe evliler, daha mahkeme kararını vermedi yani orada Ayşe’nin bebek işiyle ilgili kararı sadece Ferit verebilirdi. Amaaaaaa zehirlenerek hastaneye gelen, çoklu organ yetmezliğine kadar giden bir vakada hastane derhal haber verir, zehir analiz edilir ve soruşturma başlar. Hani? Nerede? Ayrıca bölüm için ajite edilme dozu çok arttı ve sondaki organ mafyası kılıklı dede meselesini hiç anlamadım. Bu dede kim? Ayşe’nin neyine ihtiyacı var ve bu ameliyatla kızın ölümüne sebep olacak kadar kötü biri geliyorsa Hande meselesi ne olacak? Bir seyirci olarak Hande karakterinin konularının kapanmaması beni yormaya başladı. Halbuki Yaman tek başına da konuyu eline alıp gidecek biri ama Hande işin içine girince Yaman karakteri gibi görüyor. Umuyorum önümüzdeki hafta artık bu konuda müspet adımlar görürüz.
Bir de içimden geçen bir şey: Aşklar sadece ayrılıkla sınanmaz! Ayşe ve Ferit umarım bu sefer birbirlerinden kopmadan sorunlarını çözebilirler. Ayşe bu sefer de vazgeçerse, Ferit bu defa da sevdiğimin kararı deyip de o eli bırakırsa aşklarına olan inancımı sorgulamaya başlayacağım…Bu haftalık da benden bu kadar.
Emek veren tüm ekibin yüreğine sağlık.
Haftaya görüşmek üzere, sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.