YAZAR: Şehriban Simay DEMİR

Geçen hafta affetmenin insanı hafiflettiğine inandığımı söylemiştim. Peki ya affedilmek; onun hissettirdikleri, üstünden kaldırdığı ağırlık işte ona paha biçilmez bana göre. Cemal, hiçbir şey değişmeyecek olsa da, artık eskisi gibi olamayacaklarını bilse bile  yine de affedilmek istiyor. Belki Asiye onu her şeye ve herkese rağmen affedebilirdi ama Cemal giderken Asiye’den bir tek hayat arkadaşını, çocuklarının babasını almadı. Asiye’nin ona olan güvenini, inancını, birlikte kurdukları hayalleri, yan yana geçirebilecekleri güzel günleri de aldı götürdü. Şimdi affettim seni dese bile geriye dönüp baktığında göreceği tek şey başta çok güzel olan ama artık kırıklıklarla dolu bir geçmiş olacak.

Güveni her zaman çok narin, her an kırılacakmış gibi duran bir cama benzetmişimdir. Bir kere kırıldı mı bir daha bir araya getirmek neredeyse imkansız olur diye düşünürüm hep. Cemal yaptıklarıyla hem Asiye’nin hem de Nergis’in güvenini bir kez daha yok etti. Bu durumu onarmak onların gönlünü almak fark ettim de Cemal’in birazcık uğraşına bakıyor. Nergis sadece sevildiğini önemsediğini bilmek isterken, Asiye’nin gördüğü rüyaya bakacak olursak; o bir daha asla geride bırakılan kişi olmayacağına inanmak istiyor. Fakat gördüğüm kadarıyla Cemal kendini affettirmek istese de bunun için hiç özel bir çaba harcamıyor ve bu Asiye gibi Cemal’i çok iyi tanıyan bir kadının da anlayabileceği bir durum. Çünkü geçmişte tanıdığı Cemal’in ısrarcılığı, sevinci, aşkı için yapabileceklerinin hiç biri yeni Cemal’de yok. Üstelik Asiye de eski Asiye değil bu yüzden ona itimat etmemesi çok doğal. Aslında ona hak veriyorum çünkü onun açısından baktığımda ; Cemal gençlik yıllarında bir bunalım yaşadığını söyleyip onu ve çocuklarını bırakıp giderken o tüm sorumluluğu üstlenen kişi olmuş. Şimdi bir kez daha aynı yerden yaralanmak istemiyor. Asiye’nin en büyük korkusu çocukları aslında. O her acıya göğüs germeyi çoktan öğrendi ama Cemal’in çocuklarının hayatına yeniden girip, sonra bir şey olmamış gibi çıkacağına neredeyse emin. Aslında bunun sebebi çok basit: Cemal asla bir adım atmıyor ve bu da Asiye için Cemal’in hala kendisini bırakıp giden adam olduğuna inanmasına yetti de arttı bile.

Asiye Cemal yüzünden çok zor günler geçiriyor ve sebebi çok bariz ortada: Asiye hala Cemal’i çok seviyor ve bana kalırsa onu hala seviyor olmayı kendine yediremiyor. Ben burada ona kızmıyorum, aksine hak veriyorum. Hangi kadın kendisini bırakıp gitmiş ve bir başkasıyla mutlu (en azından bu durum Asiye için böyle) bir yuva kurmuş bir adamı sevmek ister ki? Asiye de istemiyor, bu sebeple de Cemal’le arasındaki tüm köprüleri yıkıp, atmak istiyor. Bu o kadar basit mi peki? Asla değil! Asiye şu anda tam anlamıyla bir arafta ve ne yaparsa yapsın oradan çıkamadı. Bir yanı o eskiden etrafında pervane kuşu gibi dönen, ikarus misali ışığına koştuğu adamı özlerken diğer yanı buz gibi, soğuk ve sanki kendisini asla sevmeyen adam yüzünden kanatlarının yandığını hatırlıyor. Asiye bu cendereden çıkabilir mi bilmiyorum ama bu Cemal efendi beni baya baya işkillendirmeye başladı açıkçası.

Cemal, Asiye ve çocukları döndüğünden beri asla ama asla tutarlı davranmıyor. Bir bakıyorum Asiye ve çocuklarının etrafında dönen şefkatli, sevgi dolu bir adam, bir bakıyorum bambaşka bir insan. Ne olduğunu anlamlandıramasam da Cemal ile ilgili çok fazla soru işaretim birikmeye başladı benim. Öncelikle şunu söylemem lazım ki ben Cemal’in para, mal, mülk için Helin’den ayrılamadığını düşünmüyorum. Bu adam her hareketini Helin’e karşı yapıyor ve onu bu savaşa iten kızı Nergis’in sevgisi, Asiye’nin hala aşkla bakan gözleri oldu. Hatırlarsanız Cemal’in ilk başında hiç umudu yoktu, çekip gideyim onlar da rahat etsin diye düşünüyordu ama zaman geçtikçe durumun hiç de göründüğü gibi olmadığını anladı. Şimdi arkadan dolanarak ve kimseye farkettirmeden büyük bir oyunun peşinde olduğunu hissediyorum. Gizli, saklı görüşmeler, testler derken Cemal bir şeylerin peşinde ama ne yazık ki bu oyunda fark edemediği şeyler var: Asiye ve Nergis’in onun her hareketinde paramparça oluşunu fark edemiyor ve onları kazanmak için yaptığı her hareket kaybetmesine de sebep oldu.

Mahir; Cemal kırdıkça farkında olmadan onarıyor; hem Nergis’in hem de Asiye’nin güvenini iyiden iyiye kazandı. Sadece güven meselesi de değil bu. İkisi de Mahir’i sevmeye başladı. Asiye ve Uğur kısmı tamamdı da Nergis Mahir’e karşı hep mesafeliydi. Nergis onu öfkesiyle yaksa da Mahir hep anlayışlı davrandı ve kazandı. Bunu da garip bulmuyorum. Mahir de terk edilmiş bir çocuk. Kim Nergis ve Uğur’u onun gibi anlayabilir ki? Mahir’in kazanmasını sağlayan yegane şey bu zaten. O desteğini açık açık gösterebiliyor ve Cemal’in arkasındaki boşluk yavaş yavaş da olsa dolmaya başladı. Mahir; Cemal’in şu an ki tavırlarının aksine Asiye’nin her an yanında ve ona yardımcı olmak için maddi manevi destekte bulunuyor ve Asiye’nin “Ben hayatımda görmediğim iyiliği senden gördüm Mahir” deyişine bakacak olursak o da bunun farkında. Cemal’in onlar için bir şey yapmadığını söylemiyorum ama onunkini sadece biz görebiliyoruz. Asiye ve çocuklar görmüyor ama Mahir orada, yanlarında ve dimdik arkalarında durdu.  Asiye’nin kafası karışır mı bilemiyorum ama Mahir’in varlığının ona güç verdiğini net bir şekilde söyleyebilirim.  Çünkü Mahir ne olursa olsun kaçmıyor ancak Asiye’ye göre Cemal zor anlarda kaçmaya meyilli, sorumluluk alamayan, kafasına estiği gibi yaşayan ve güvenilmez bir adam, Cemal net bir aksiyon almadıkça da Asiye’sinin kafasındaki bu düşünceyi yıkamaz.

Asiye’nin penceresinden tablo çok netleşti: Mahir onları tanımadığı halde en zor anlarında yanlarında olan, yol arkadaşlığı yapan, korkmadan sırrını paylaşıp güvenebileceği ve bence en önemlisi Uğur’a baba hasretini unutturan iyi bir adam. Ayrıca Nergis asıl problemin Mahir’in varlığı değil de babasından kaynaklandığını gördüğü anda ona olan tavrı değişti ve Asiye bunu çok net gördü. Nergis, babasına olan güvenini kaybetmeye başlayınca Uğur gibi Mahir’e sığındı ve bu Asiye için bazı soruların da cevabı demekti diye düşünüyorum. Asiye, Cemal’i sevse de çocuklarının Mahir’le mutlu olduğunu gördüğü anda tereddüt dahi etmeden tercihi Mahir’den yana olacaktır.  Lütfen yanlış anlaşılmasın burada Cemal’i suçlamıyor yahut Mahir’i aklamıyorum sadece Asiye ve Nergis onları nasıl görmeye başladığını aktarmaya çalışıyorum. Buna aslında birazda Cemal’in davranışları neden oluyor. Asiye’ye açık açık onları bile isteye bıraktığını söyledi, Nergis’in Helin’den ne kadar nefret ettiğini bildiği halde ondan özür dilemesini istedi ve Nergis’in “Bana babacım deme, beni sevdiğini zannediyorum, umutlanıyorum” sözüne karşı sadece “Tamam demem” demekle yetindi.

Düşünüyorum Cemal’in söylediklerini ama sürekli  kafamda oturmayan şeyler oluşuyor ;hiç sevmediği bir yiyeceği bile sırf o yapıyor diye deli gibi sevecek kadar böyle içten isteyecek bir insan nasıl olur da terk edip gider? Bir daha aramaz sormaz neler oldu bunlara demez. Uzaktan uzağa bile olsa gözetip kollamaz mı? Bu kadar içten, kalbinde taşacak kadar severken sadece parasal sebepler bir bahane olabilir mi en sevdiğini bırakıp gitmek için? Ben Cemal’in gidiş sebeplerini açıklayana kadar geçmiş aşkına, ailesine olan sevgisine ve kıyamayışına bakarak sadece maddi sebeplerden gitmiş olamaz diyorum ve hala görüşüm o yönde. Bu adam bir ton sırla dolu ama ne yazık ki çok geçerli bir sebebi olsa da kızının başına gelenleri de onların babasız geçen yıllarını da geri getirmeyecek. Cemal burada büyük bedeller ödeyecek. Benim asıl merak ettiğimse bazı hatalardan dönülebilir mi yoksa onları sırtımızda hayatımızın sonuna kadar mı taşırız? İşte Cemal için en çok merak ettiğim soru bu! O da bir gün yeniden mutlu olabilecek mi?

Bu hayatta ölümden başka her şeyin çaresi vardır. Cemal için şu anda her şey imkansız görünse de hala umut var bence. Cemal Asiye’yi çok iyi tanıyor ve eğer isterse güvenini yeniden kazanması hiç de zor değil! Kızını o kadar iyi tanımasa da Asiye’nin onu affetmesi kızı için de yeterli olacak bence tabii Asiye, sevdiğini affetmeyi tercih ederse…Cemal şu anda sadece gerçekleri Asiye’ye anlatmaya çalışıyor diye düşünüyorum. Asiye’nin gerçekleri bilmesi onun için önemli; söyledikleri Asiye’yi ne kadar ikna etti bilemiyorum ama bana hiç kendini affettirmek için söylenen sözler gibi gelmedi aksine daha çok uzaklaştırmak için kullanılan cümleler gibiydi. “ Gençtim, bunalımdaydım, üstümdeki yükten kurtulmak istedim, özgür olmak istedim, Helin nefes alabildiğim bir yerdi ” gibi cümleler sarf etti Cemal. Hâlbuki hepimiz az çok tanıdık Cemal’i istese kelime süsleme ve karşıya aktarma konusunda bayağı başarılı biri ve ağzı çok iyi laf yapıyor. Bunu geçmişte yaptığı çoğu konuşmada çok net görebiliyorum. Oysa Cemal doğrudan hiç sağa sola sapmadan anlattı ne anlatacaksa. Aslında bunu iki nedene bağladım; ya her şeyi dümdüz, olduğu gibi tüm gerçekliğiyle Asiye’ye anlatmak istedi, ya da Asiye söylediklerine inansın diye böyle söyledi. Yani benim için hala iki ihtimal var; ya Cemal gerçeği söyledi bu yüzden allayıp pullamadan anlattı durumu ya da gizlediği bambaşka bir şey var ve Asiye daha fazla sorgulamasın diye böyle ağır bir konuşma yaptı.  Hangisi doğru hangisi yalan biliyorum ama Cemal bir şey daha yaptı konaktaki bu yalan hayatlar devam etsin diye; DNA sonuçlarıyla oynadı. Başta  Zaide yanlışlıkla bardakları mı  karıştırdı acaba desem de bence öyle değil, onları Cemal değiştirdi.

Cemal’den başka biri de gelmiyor benim aklıma çünkü bu işten çıkarı olacak iki kişi var: Cemal ve Necmi! Ne hikmetse zaten ne olduysa bu ikisi konuştuktan sonra oldu. Necmi konağa geldi, Cemal bir şeyleri didiklemeye başladı ve işler iyice karıştı. Şimdi Necmi yapmaz çünkü adamın derdi aslında para, başka bir şey değil. Çocukların gerçek kimliğinin ortaya çıkması bu yüzden onun hiç işine gelmez. Diğerlerinin de asla işine gelmeyeceği için aklıma sadece Cemal geliyor. Cemal ortalığı karıştırmak istedi ve bence başardı da. Helin bu işlerde hep dışarıdaki kişi gibi görünse de bana soracak olursanız asıl mesele onunla alakalı diye düşünüyorum.

Cemal ve Helin arasında neler yaşandı bilemiyorum ama bana sorarsanız “Nefes aldığım yer!” kadar basit değil. Cemal bir türlü kurtulamıyor ve bunun bir sebebi olmalı diye düşünüyorum. Cemal ve Helin’in geçmişinden bir kesite çölde kalmış bir bedevinin suya ihtiyacı olduğu kadar ihtiyacım var. Çünkü benim Cemal’le ilgili tüm sorularımın cevabı orada yatıyor. Bu adam Amasya’ya kadar gelip, sonra bu kadın hamile diye geri döndü yahu! Uğur büyüdü, Ahmet de büyüyebilirdi ama yapmadı. Yok arkadaşlar, orada bambaşka bir hikaye var ve Cemal bunu kendisi halletmek istiyor. Umarım bu savaşın sonunda kazanmak için her şeyini feda etmek zorunda kalmaz, göreceğiz.

DNA sonuçları değiştirildi, Cemal ve Asiye’nin sırrını bilen Necmi konakta işe başlamış olması hem Asiye’nin neden Amasya’dan geldiğinin hem de Cemal’le geçmişinin ortaya çıkması için bir risk taşırken, Raci bu yenildiği kabullenip duracağını hiç zannetmiyorum. Cemal’in asıl gizlediği ne yahut böyle bir sır var mı sanırım sadece izleyip göreceğiz.

Bu arada Mahir’in her şeyi öğrendikten sonra Cemal’le arasında oluşacak olası bir husumetin de konakta her şeyi kökten değiştireceğine inanıyorum. Zamanla göreceğiz

O zaman bu haftalık da benden bu kadar haftaya yeniden görüşmek üzere.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s