Bir gün Kalp Yarası için böyle bir yazı yazacağımı söyleseler, herhalde güler geçerdim. Benim iki gözümün çiçeğine kıyamam ki böyle yazı çıksın derdim ama ne yazık ki şartlar beni buna zorladı.
Bildiğiniz gibi Kalp Yarası geçtiğimiz hafta final kararı alındığı, dizinin 32.bölümde ekranlara veda edeceğini öğrendik. Bu hem bizi hem de dizinin sevenlerini çok üzdü. Peki biz buraya nasıl geldik? Hemen hemen her şeyi irdelemek istiyorum, o vakit haydi başlayalım!
Bu dizi aslında Ferit’in hikayesiydi. Esasen kalp yarası olan da oydu. Ferit, yaşadığı ihanetin ardından yola çıktı ve o çıktığı yol onu ruh eşine, Ayşe’ye götürdü. Ne derler bilirsiniz, iyiler bir gün elbet kazanırlar. Ferit belki can dostunu kaybetti ama Ayşe’sini, can yoldaşını kazandı. Ferit gibi dürüst, doğru bir adam kendi gibi doğru bir insanı buldu, onunla yuva kurdu ama ne çare! Başına gelmeyen kalmadı ama biz onun duygularını asla öğrenmedik. Çünkü o ne zaman bir şey yaşasa anında başka bir şey daha yaşandı ve asla Ferit’in içinde kopan fırtınayı göremedim. Adam ihanete uğradığını düşündü, karısından ayrıldı, karısı hapse girdi ama aynı zamanda babası kalp krizi geçirdiği için biz tam anlamıyla aşık, acı çeken Ferit’i kaçırdık. Nedense onu görmedik, peki bu sadece Ferit için mi geçerli? Hayır, gelelim Ayşe’ye…
Ayşe, Hatay’a arkadaşını kurtarmak için geldiğinde başına bunca şey geleceğinden habersizdi. Yani üstüne atom bombası düşmedi ama biz yine acıların dolu dolu işlendiğini göremedik. Her defasında başka bir felaket geldi ve aslında seyircinin merakla beklediği duygu yüklü sahneler olayların ardı arkası kesilmediği için arada kaynadı. Bunun en barizi de sanırım Ayşe’nin bebeğini kaybetmesi olayıdır. Bir hafta sinir krizi geçiren Ayşe varken diğer hafta her şey güllük gülistanlık oldu. Bu da benim açımdan bile o öve öve bitirilemeyen aşkı sorgulattı.
Kalp Yarası’nı diğer dizilerden farklı kılan neydi peki? Konakta geçmesi mi? İhanet mi entrika mı? Ne! Ben size diyeyim Ayşe ve Ferit’ in masum aşklarıydı. Bir masal gibiydi onları izlemek, her detayı yorumlamak şahane bir şeydi. Ayşe’nin hayatında ilk kez bir insana teslim olması, diğerinin kalp yarasını aşkla iyileştirmesi insanı alıp, başka diyarlara götürdü ve inanın oradan dönmek istemedim ben, ta ki o bölüme kadar : Ayşe ve Ferit boşandı, masalsı dizimizin büyüsü de orada kayboldu.
Ayşe ve Ferit ayrıldıktan sonra bebek için bir araya geldiler, aşklarının kurtarıcısı olarak gördüler de bu kadar uzamasına gerek yoktu diye düşünüyorum. Bebek için evlenmek aşka zarar verir sanki o olmasaydı asla bir araya gelmeyecek gibi düşünülebilir ki bence seyirci de böyle düşündü. Hem nasıl düşünmesin, bebekten hemen sonra Ayşe ayrılma kararı aldı ve gitti. ‘Kendime yetmiyorum! “meselesine okeyim ama evine giderken birden Mirza ile birlikte dedesinin evine gitmesi de seyirci için kırılma anlarındandı.
Bu yukarıda bahsettiğim iki durum aslında Kalp Yarası’nın kaderini belirledi. İlk başında iki düşman aile arasında büyüyen masum bir aşk masalı olarak yola çıkılan hikayede ne adam gibi iki düşman aile gördük ne de işlenen aşk masalı…İlk 14 bölümdeki hikayesiyle belki de beş sezon sürecek bir dizi senaristlerin hatalı tercihleri sonrasında 32.bölümde ekranlara veda edecek.
Kalp Yarası ekibi aslında bir çok kez çıkış rotasını bulmuştu ama nedense asla kullanmadı. Ayşe ve Ferit’in yeniden evlenmesi bile bu çıkış noktalarından en önemlisiydi. Kalp Yarası gibi genel izleyici kitlesine hitap eden dizilerde bu sahneler seyirciyi mest eder! Tabii doğru işlendiği sürece mest eder. Hatay’ın geleneklerini görseydik mesela güzel olmaz mıydı? Kınada bir türkü duysaydık, düğün şöyle açık alanda yapılsaydı harika olmaz mıydı? Bence olabilirdi ama yöresel reyting kaynakları da kullanılamadı.
Gelelim diğer bir çıkış noktasına : Yaman! Evet yanlış duymadınız, Yaman’dan bahsediyorum. Yaman’ın dizi içerisinde öyle güzel bir öyküsü vardı ki, öyle güzel işlenirdi ki en az yedi sekiz oranları alırdı. Peki Yaman hikayesi işlenmesine rağmen neden olmadı? Neden bir rüştü oldurulamadı… Hemen açıklayalım :
Yaman aslında bu dizinin kurtuluş manevrası olabilirdi. Sadece onun Sancakzade ailesiyle geçmişten gelen düşmanlıkla şahane bir kurgu izleyebilirdik. Annesi de hayattaymış zaten, alın size Vedia, Yaman, Feraye üçgeninde mis gibi kurgu . Üstüne bir de Ayşe ve Yaman’ı birbirine bağladın mı mis gibi total kitleye uygun hikaye olurdu ama tabii ki öyle olmadı. Hande’nin ekseninde ir Yaman izleyince dizideki esas ktü Yaman oldu, Hande de unutuldu, işler tamamen oldu bittiye getirildi.
Size bir sır vereyim mi? İlk yaratılan Yaman asla kötü bir adam değildi. Evet Hande’ye aşıktı, sorunları vardı ama kötü biri değildi. Ayşe ne zaman sıkışsa ona ilk koşan da Yaman’dı, yeğeni kaybolduğunda varını yoğunu ortaya koyan da, Ayşe hastaneye ayttığında her şeyi bırakıp oraya koşanda ondan başkası değildi. Yaman:’ı Hande kötü yapıyor ve seyirci de bu işten hiç hoşlanmıyor.
Hem nasıl hoşlansın ki? Karakterin altı öyle bir oyuldu ki biz Hande’nin neden bu kadar kötü birine evrildiğini bile anlamadık. Kadın Ayşe’nin bebeğini öldürdü, bir iki bölüm cezaevine girdi, çıktı ve olay kapandı. Yani ilk bölümden bu yana ne yaptıysa yanına kar kaldı ve ben bile buna böyle isyan ettiysem seyirci neden etmesin?
Ayşe her köşe başında birini kaybetti, bu kadar iyi olmasına rağmen her defasında bir sevdiği ellerinden alındı. Önce Baha ardından Elif derken yapayalnız kaldı. Ayşe iyi olan, dürüst olan ama kazanabildiği tek şey Ferit oldu. Ferit’i de kazanmak için Baha’yı feda etmek zorunda kaldı. Peki biz ne anladık bu işten? Nasıl oluyor da bu kadar iyiliğe odaklı bir dizide hep kötüler kazanıyor? Ben size bir sır evreyim mi her şeyin dozu vardır. O sınırı aşarsanız kaybetmeniz de kaçınılmaz olur.
Sözün kısası Kalp Yarası için yolun sonu öyle bir iki bölümde gelmedi. Adım adım geldi ve ne yazık ki senaristler de uyarı levhalarının hepsini kaçırdılar. O sadık seyirci bile bir süre sonra televizyonu kapattı. Umuyorum ki en azından bir kaç bölüm daha uzatılır da Ayşe ve Ferit’in hikayesi tamamlanır.
Size bir sır vereyim mi? Benim için Ayşe ve Ferit’e veda etmek hiç de kolay değil. Bu blogu bile açmama vesile olan dizi Kalp Yarası olmuştu ve ben bu büyülü aşk için kalemi elime aldım. Onların hikayesinin her aşamasını görmeyi çok isterdim ama kısmet değilmiş, umarım daha güzel bir hikayede yeniden buluşuruz…
Tüm castın ve ekran arkasında büyük emek harcayan ekibin yüreğine sağlık. Haftaya görüşmek üzere.
Gene harika bir yazı. Tespitleriniz nokta atışı. Ama herşeyden önce yazım diliniz çok güzel. Sizi okumaktan zevk alıyorum.
BeğenBeğen
Güzel sözleriniz için çok teşekkür ediyorum, okuyan gözlerinize sağlık olsun
BeğenBeğen