YAZAR : Şehriban Simay DEMİR

İlk ne zaman keşke dediğinizi hatırlıyor musunuz yahut ilk büyük pişmanlığınızı ne zaman yaşadığınızı? Ben hatırlamıyorum doğrusu. En büyük pişmanlığın ne diye sorsanız sanırım ona verecek net bir cevabım bile yok; çünkü bir çok pişmanlık yaşamış, yüzlerce kez keşke demiş olsam bile benim için çoğu geride kaldı, bir şekilde atlattım ki hatırlamayacak kadar önemsizleşti . Fakat Cemal; o her gün yaptığı hatanın pişmanlığıyla kıvranıyor. Belki bu durumu düzeltmek için pek bir şey yapamıyor ama bu içinin acısının göz yaşı olarak dışarı taştığı gerçeğini de değiştirmiyor. Belki Asiye ve çocukları konağa gelmeden önce keşkelerinin üstünü ötmüş, pişmanlıklarını yok saymış ve bir biçimde hayatına devam etmiş olabilir  ama şimdi; o korktuğu, kaçtığı, üstünü öttüğü her şey en canlı haliyle karşısında duruyor.

Cemal belki daha yeni yeni idrak ediyor yaptığı hatanın nelere mal olduğunu Ama Asiye; o her an, her yaşadığı olayda Cemal’in sebep olduklarını iliklerine kadar hissediyor. Asiye kendi şahsi meselesi olduğunda her şeyi sineye çekip susabilecek kadar sabırlı bir kadın ama söz konusu çocukları oldu mu Uğur’un odaya kapatılması yahut Nergis’in taciz olayında olduğu gibi dimdik, korkusuz bir aslana dönüşüveriyor. Karşısındakinin kim olduğu fark etmeksizin tırnaklarını göstermekten geri kalmıyor. Cemal onları terk edip gittiğinde büyük ihtimalle kendini en çaresiz, en yıkılmış hissettiği anlar Nergis’in baba özlemiyle omuzunda ağladığı anlar olmuştur. Çünkü çocukları için dünyayı karşısına alabilen bu kadın kızının göz yaşlarını dindirmek için tek teselli cümlesi bile kuramadı.

Nergis için bu olanlar çok ağır gelmeye başladı. Daha taciz ve cinayetin sorunlarını çözmeden kendini bambaşka bir hayatın içinde buldu. Asiye ise kızının acısını ne dindirebildi? Ne de ona merhem olacak bir cümle kurabildi. Tıpkı doğum gününde babasını beklerken döktüğü ve sonrasında yine ve yeniden gelmeyeceğini anladığı anda olduğu gibi. Nergis orda gelmesini dört gözle bekleyip kıvranırken itiraf etmem gerekirse Cemal’in zamanında oraya gelmesini tüm kalbimle istedim. Bunu bir yorumcu olarak söylemiyorum, babasına aşık bir evlat olarak çok istedim. Ben bile gelmesini bu kadar arzu ettiysem kızı için Asiye ne kadar çok istemiştir ancak tahmin edebilirim. Bu yüzden son olanlardan sonra muhtemelen Asiye daha kalın ve daha yüksek duvarlarla çıkacak Cemal’in karşısına. Fakat Nergis; o bu olanlardan sonra nasıl bir tavır takınacak az çok tahmin etsem de ilk yüzleşmede neler olacak aşırı merak ediyorum doğrusu.

Nergis’in tek istediği sadece bir gün, birkaç saat babasının yanında olmasıydı ama o ne zaman dara düşse, ne zaman üzgün olsa yanında Cemal’in aksine hep Mahir’i gördü. Farkında değildi ama beyni Cemal ve Mahir’i hep karşılaştırdı. Kalbi Cemal diye fısıldadı bu zamana kadar ama Cemal her defasında onun kalbini ezip geçti. Unuttuğunu sandığı, geçiştirdiği, hatta yok saydığı her şey Cemal’in gelmeyişiyle bir daha gün yüzüne çıkmışken yine yanında Mahir’i buldu. Üstelik Mahir bu hayatta Cemal’e yani bir babaya en ihtiyaç duyduğu anda yanında oldu Nergis’in. Tıpkı rüyasında tek başına Halimden kaçıp babasının peşinden koşarken onu o kabustan uyandırıp “Uzak ya da yakın ben hep yanınızda olacağım” deyişi gibi.

Nergis’in Mahir’e baba demesi Cemal’e olan sinirinden yahut o an kalbinde oluşan nefretinden değildi bana kalırsa. Mahir’in onlara karşı göstermiş olduğu sevgiden kaynaklanıyordu. Ne demişti Mahir Nergis’e “ Sevgi zamanla çoğalır, emekle derinleşir” Nergis babasının boşluğunu tıpkı Uğur gibi Mahir’le doldurmaya karar verdi bu son olanlardan sonra. Uğur’dan tek farkıysa o gerçek babasının kim olduğunu biliyor ve bile isteye onu babası seçti. Asıl mesele Nergis bunu o anın sıcaklığıyla yahut yaşadığı hayal kırıklığıyla mı yaptı yoksa Mahir’i gerçekten baba kabul ettiği için mi öyle davrandı? Şu an için tam bir muamma. Şüphesiz artık çok iyi biliyorum ki babasına olan sevgisi çok büyük bu yüzden öfkesi ve yaşadığı hayal kırıklığı da bir o kadar şiddetli oluyor. Cemal kendini anlatmaya çalışsa da bir kez daha Ahmet’i tercih ettiğini bilmek Nergis için bir affetme sebebi olmayacaktır bana kalırsa. Dahası Nergis’in yaşadığı bu hayal kırıklığı Asiye’nin de Cemal’e karşı tüm kalkanlarını yeniden gün yüzüne çıkarmasına sebep olacaktır. Zira en değerlisi yani kızını kırdı ve oluşan birazcık güvenin tekrar yerle bir olmasına sebep oldu bu durum.

Asiye Cemal’in bıçaklanmasından sonra ona karşı ördüğü duvarları tamamen indirmemiş olsa da Cemal’in incinmeyeceği bir konuma getirmişti. Ama Nergis’in unuttuğu gerçekle Asiye çok daha çabuk karşı karşıya geldi; o artık özgürce Cemal’e yardım bile edemezdi. Onun Helin’in koluna girmesi ve Asiye’nin geride yapayalnız kalması bile Asiye için bir kez daha gerçeklerle yüzleşmesi demekti, tıpkı rüyasında geride kalanın o olması gibi ve yine uyandığında olduğu gibi en çaresiz hissettiği anda Mahir’i yine yanı başında buldu.

Mahir Asiye’ye baktığında yıllarca çocuklarına tek başına bakmış, onlar için var olmuş, sonsuz sevgi dolu bir anne, güçlü ve bir o kadar merhametli bir kadın görüyor. Aynı zamanda koruyup kollamak istediği bu aileyle iyileştiğini, onlarla tam olduğunu çok iyi biliyor. Acılarda ortak, amaçta yoldaş olduğu bu kadının gülerken yıldız gibi parlayan gözlerine kapılması bana çok normal Geliyor bu yüzden. Mahir’in o doğum gününe gelmesi büyük ihtimalle Uğur’un çıtlatmasıyla olmuştur zira Asiye Cemal’i çağırmışken Mahir’i de aynı anda davet etmez. Fakat bu durum Cemal’in bir kez daha paramparça olmasına neden oldu.

Ben Cemal’in geçmişte yaptıklarını asla onaylamıyorum fakat şu an pişmanlıklarını gözlerinden okuyabiliyorum bu yüzden acılarını görmezden de gelemiyorum. Cemal artık çok daha çaresiz bir adam. Ne kendine zarar vermesin diye Helin’i bırakabiliyor ne de çocuklarından ayrılabiliyor. Sıkışmışlığı ve çaresizliği gün geçtikçe artıyor ve o göz göre göre kendi elleriyle ailesini, çocuklarını yaptıklarından dolayı Mahir’e bir adım daha yakınlaşmasına sebep oluyor. Düşünsenize kızı daha sadece bir kaç gün önce ona “O bana senden daha iyi babalık yaptı” demişti. Bu geç kalışı (Nergis’e göre gelmeyişi )hem ona hem de Nergis’e göre bu cümleyi doğrular nitelikteydi. O kızına da yeniden mutlu bir aile olmaya da çok geç kalmıştı.

Cemal için Mahir şu an onun hayal ettiği her şeyi yaşayan biri ve o çok iyi biliyor ki kendisi bunların hepsini altın tepside sundu Mahir’e. Belki de en ağırı da budur Cemal için ne dersiniz? Cemal yaptıklarının daha yeni yeni farkına varıyor bu yüzden bedel ödemeye de yeni yeni başladı. Sanırım onun da cezası bu; artık özgürce çocuklarını sevip sarılamamak, onlarla ilgili en ufak mutlu olma ihtimalinde dünyasının daha beter bir biçimde başına yıkılması ve altında ezilmesi olacak. O bırakıp gittiği ailesini kendi yerine başkasıyla mutlu görerek çekmeye başladı bu cezayı, çok merak ediyorum bakalım nereye kadar dayanabilecek. Cemal’in geçmişi karanlık geleceğiyse umutsuz görünüyor üstelik Nedret hanım her şeyi bile bile bunca sene sırf kızı için bilmezlikten gelmiş, bu çok acımasızca. Şimdi geçmişte Mahir’e yaptıklarının aynısını Nergis ve Uğur’a yapıyor ve gözlerinde yine aynı acımasızlık duygusu var.

Hayat bu bilgisayar oyunu değil. Yanlış yaptığımızda yahut büyük bir hata oluştuğunda bir tuşla her şey başa dönmüyor. Biz beşeriz elbet şaşar, hata yaparız önemli olan bunun farkına varıp kırdıklarımızı onarmak bana kalırsa.

Yazımı bitirmeden önce bahsetmek istediğim bazı hususlar var :Öncelikle Mahir karakteriyle başlamak istiyorum. Bu adamla ilgili bende bazı parçalar asla oturmuyor. Mahir çok iyi bir insan, merhametli ve sevgi dolu. Peki bu özellikler size de fazla iyi bir insan görüntüsü çizmiyor mu? Neredeyse hatası yok! Bu da beni baya karmaşık hale getirdi ve bana kalırsa kimse bu kadar iyi olamaz. Mahir’in Cemal’in kim olduğunu öğrendikten sonraki yapacaklarını görmeden onunla ilgili çok pozitif olmamaya çalışacağım. Eğer burada da anlayışlı olursa o zaman bir şeyler söyleyebilirim ama şu an için bu karakterin her şeyini görmediğimizi düşünüyorum.

Sırlar demişken, Nedret’ten bahsetmemek olmaz. Bana kalırsa bu dizinin tek bir kötü karakteri var, o da Nedret! Ben hayatımda bu kadar kindar ve bencil bir karakter görmemiş olabilirim. Kocasının ihanetine o kadar öfkeli ki bunu içinde bir türlü halledememiş. Mahir’in geri dönmesi, şirkete ortak olup oğlunu ezmeye başlamasıyla da iyice zıvanadan çıktı. Nereye saracağını şaşıran Nedret’in öfkesinin sınırı yok. Tek isteği Mahir’in bir an önce konaktan ayrılması ama bu hususta ona yardım edebilecek kimse yoktu ama ne yazık ki Cemal ona bu fırsatı altın tepside sundu.

Cemal  ve Nedret arasındaki akıl oyunlarının bir süredir farkındayım ama bu hafta kendini daha da gösterdi. Cemal’in sırlarının farkına varan Nedret, tüm oyununu da değiştirdi. Cemal’i avucunun içine aldı ve büyük bir baskı uygulamaya başladı. Şimdi Cemal zaten eskisi kadar fakir olmayacak, Asiye ve çocukları da yanında neden bu kadına boyun eğip, dediklerini yapıyor? Cemal ile ilgili haşa bilinmeyen bir şeyin olduğunu düşünüyorum ve buna neredeyse eminim. Bakalım Nedret, Cemal ve Mahir cephesinde oyun nasıl şekillenecek?

Peki bu kadar oyun içinde oyun oynanırken Asiye ve Cemal aşkı ne olacak? Asiye ne kadar kaçarsa kaçsın, bu aşkı içinden söküp atamıyor. Cemal’de tutuklu kalmış gibi ne bir adım geri gidebiliyor, ne de ona tutunabiliyor. Cemal’in kalbinde açtığı yara her gün daha da kanarken çocukları için mutluluk oyunu oynamaya devam etmek zorunda. Asiye ve Cemal için bir mucize var mı bilmiyorum ama açıkçası her gün benim umudum da azalıyor. Hala Cemal’in sırları olduğunu düşünüyorum ve bunda da inatçıyım. Belki bir gün diyelim mi?

O zaman bu haftalık da benden bu kadar haftaya yeniden görüşmek üzere

 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s