YAZAR : Şeyma BULUT

Geçtiğimiz Hafta Baba’ya vurucu bir sahneyle veda etmiştik. Aslında o sahneden sonra ben birçok kavramı sorguladım. Aile, bağlılık, sevgi gibi kavramları özellikle kendi içimde çok fazla irdeledim. Vardığım sonuçsa şu oldu : Herkes gökyüzünü aynı aydınlıkla görmez. Kadir ve Büşra aynı gökyüzüne başka duygularla bakıyorlar ve ne yazık ki bu durum bundan sonra da değişecek gibi durmuyor.

Aile kavramının ne olduğuyla ilgili bu haftaki en can alıcı sahne şirketteki oylama sahnesiydi. Bir tarafta Kadir, Burak ve Yaşar, diğer yanda Elif, Büşra ve Servet var. Bu karşı karşıya gelme durumu bazıları için yeni bir umut kapısıyken bazıları için kendini kurtarmaktan başka bir anlam taşımıyordu. Sadece Kadir için kişisel ya da bireysel bir anlamı yok diyebiliriz. Bir tek Kadir, ailesi için yeğenlerinin geleceği için o masada oturuyordu o kadar. Kadir için karşısında kalkan ellerden sadece bir tanesi önemliydi. O da Büşra’nın karşı oyu zira o masada daha fazla değer verdiği başla kimse yok. Bir zamanlar hayatını, sevdiği kadını uğruna feda ettiği kardeşinin İlhan yüzünden karşısına çıkmasını bir türlü içine sindiremiyor ama ben bir noktada Kadir’in Büşra’yı anlamasını bekliyorum ne yalan söyleyeyim.

Büşra ve Kadir karşı karşıya geldiğinde konuşmaların öznesinin İlhan olacağını biliyordum ama bir şeyi daha fark ettim. Büşra kendi ailesine abisi gibi bakmıyor ki onun gibi görmesi de mümkün değil. Kadir’in gözünde aile her şeyden, herkesten üstün olan bir kurum. Ne olursa olsun insanın sığındığı yuva ama Büşra’nın o şekilde bakmasını beklemesi biraz hayalperestçe bir yaklaşım değil mi? Kadir cezaevine girdi, çıktı geldi ve aslında bıraktığı gibi buldu ailesini. Babasıyla sorunları aynı olsa da yine annesi ona kucak açtı, abisi Yaşar onu sarmaladı. Babası önce oğlunu bıraksa da arkasından gitti ve eve getirdi. Peki ya Büşra? İstemediği biriyle evlendi, dayak yedi, işkence gördü sonra ne oldu? Bu kutsal aile kıza “Kocandır, yapar!” dedi. Hayatında ilk kez birine kalbini açtı, yaka paça evden atıldı. Üstüne de en sevdiği abisi karşısına çıktı “Aileni seçmen lazım!” dedi. Kadir’in iyi niyetinden de Büşra’ya olan sevgisinden de benim zerrece şüphem yok ancak kız kardeşini anlaması lazım. Ben Kadir’in yaptığını da sağlıklı bulmuyorum. İnsan ailesine değer verir, onlar için yaşar ama kendini her adımda onlar için feda etmez, etmemeli diye düşünüyorum. Büşra İlhan’ın kendisini çok sevdiğine inanıyor ve aile yuvası denilen evden daha bir kişi bile Büşra’yı arayıp da nerede kalıyorsun, ne yedin, içtin demedi. Şimdi bu Büşra nasıl abisiyle aynı yerden baksın ailesine? Yine de ben Büşra’nın uzun süre Kadir’le bozuk kalacağını düşünmüyorum. Ne Kadir Büşü olmadan yapabilir ne de Büşra abisi olmadan devam edebilir ancak Kadir’in Büşra’nın ailelerine kendisi gibi bakamayacağını anlaması lazım. Belki bir gün dediğinizi duyuyorum ama hayır. Bakamaz arkadaşlar, bakamaz ancak İlhan hususunda da benim kafam biraz karışık şimdi ne yalan söyleyeyim.

Büşra ve Elif’in asansörde İlhan’a dair yaptığı kısa konuşmaya biraz kulak vermek istiyorum. Şimdi Büşra iş dünyasının acımasız, karanlık ve çıkarcı dünyasına çok yabancı bir kadın. Bu sebeple de onun baktığı gibi değil gerçekler ve Elif de Büşra’nın oldukça farkında bence. Aslında şu küçücük sahnede ben Elif’in göstermeye çalıştığı kadar kötü ve acımasız biri olmadığını anladım. Orada yaptığı konuşma işe yarasa, Büşra vazgeçse Elif de büyük bir zarara uğrayacaktı ki bence bunu göze alarak o konuşmayı yaptı. Kadir, İlhan ve diğerleri o pis dünyanın içine girdi ama Büşra’nın o dünyada olmadığını gördü ve belki de ilk kez mantığıyla değil kadın olarak duygularıyla konuştu. Elif’in Karaçam Ailesi’yle ilgili söyledikleri kafamı baya karıştırdı. Ailede sorun var biliyoruz ama ya gerçekten haklıysa ya o ailede herhangi bir sevginin barınması mümkün değilse o zaman ne olacak?

İlhan Karaçam, benim dizide en sevdiğim karakterlerden de olsa açıkçası bu bölümde baya kafamı karıştırdı. İlhan’ın sorunları olduğunu, babasının onu hiç sevmediğini biliyoruz ama annesine ne olduğu hususunda hala bir fikrimiz yok. İlhan uyku arasında kalktığında Büşra’yı annesi zannetti ve ağlama krizi tuttu. Buraya kadar tamam, zaten karakterin iç çatışması çok fazla ama hala beklediğim patlamaları yaşamadı. Babasının gücü Elif’e vermesi, Büşra’nın en zayıf yanını görmesi bile İlhan’ın içindeki o kan kırmızı kötülüğü dışarı aktarmadı. Bakın burası çok önemli çünkü eğer bunlar olsaydı İlhan’ın dengesizliğinden, kötülüğünden bahsedecektim ama yok, adam inatla o duruma getirmedi kendisini. Şimdi buradaki sıkıntı ya İlhan, Büşra’nın kendisini görmesini istemiyor ya da o tarafını görürse onu bırakacağını düşünüyor. Bana sorarsanız da ikinci seçenek daha ağır basıyor çünkü İlhan zayıflığı hususunda takıntılı bir adam ve Büşra’nın bilmesini kaldıramayabilirdi. Bence İlhan da tünelin sonundaki ışığı gördü. O özlem duyduğu hayata kavuşabilir ama babasına olan takıntısı beni ürkütüyor. Yine de İlhan’ın Büşra’ya olan hislerinin ya da tavırlarının geçici olduğunu sanmıyorum ama bana soracak olursanız İlhan’ın bu içine girdiği cendereden, acılardan çıkmasının tek yolu Büşra’nın ailesiyle el sıkışmasından geçiyor. Tek başına herkesle mücadele edemez, müttefik lazım ve Ferit’in Saruhanlılara olan kinini de düşünecek olursak bu işbirliği İlhan’a güzel kapılar açabilir. Hem babasını alaşağı edip hem dr Büşra’dan vazgeçmesi gerekmez diye düşünüyorum çünkü Ferit’in Büşra ile ilgili tek meselesi hisseler değil.

İlhan ve Büşra’nın yolları artık kesişti ve o elleri bir şekilde birleşti ama asıl önemli olan bundan sonra ne olacağı. Servet’in birden Ahmet’e sırt vermesinin sebebinin Ferit Karaçam olduğuna adım kadar eminim. Ferit’in oğluna olan öfkesinden de değil bu durum adam sevgiye inanmıyor. İlhan’ı da bu yüzden sevgisiz, robot gibi büyüttü. Şimdi Büşra eğer oğlunu o istemediği şekle dönüştürüyor diye düşünüyorsa Servet aracılığıyla Ahmet’i kullanarak oğlunu ya hataya sürüklüyor ya da Büşra ve İlhan’ın hemen evlenmesini istemediği için bu durumu kullanıyor diye düşünüyorum. Ferit’in derdi parasını alıp, Saruhanlıları bitirmek ancak bu evlilik olursa resmen ortak olacaklar. Bu yüzden kızın zaafını kullanarak Elif’i şirkete ortak yaptı. İlhan da babasının amacını çok iyi bildiği için net bir şekilde “Uzak dur!” dedi ama artık çok geç. Büşra ailesine olan öfkesinden bu işe evet dedi ama yakında pişman olacak diye düşünüyorum.

Büşra, Servet’in kendisine olan hislerini de bencilliğinin de gayet farkında olduğu için, ailesinin de abisine o istediği tepkiyi vermeyeceğini bildiğinden direkt Ferit Karaçam’ın teklifini kabul etti. Ben aksi bir durum olduğunu düşünmüyorum ancak baba, oğulun güç savaşının da tam ortasında kalmak üzere. İlhan ve Büşra’nın herkesten bağımsız gerçek bir şey yaşadıkları gün gibi ortada ancak ben İlhan’ın duygularından da eminim ancak içindeki öfke, babasını yenmek istemesi yönündeki inadını düşünecek olursak bu çift bu kıvama çok çabuk gelmedi mi? İlhan umarım ki bir taşla kuş katliamı peşinde değildir. Şimdi dürüst olacağım, İlhan Büşra’yı seviyor, değer veriyor, gözünün içine bakıyor hatta gülümsediği tek yer de sevdiği kızın yanı ama İlhan’ın çok ciddi sorunları var. Aşkın iyileştirici gücüne inansam da bu kadar da hızlı olması bana sağlıklı gelmedi. İlhan elindeki her şeye çok bağlı, kaybetmemek için sınırları fazlasıyla zorlayan bir karakter hele de adamın başındaki Ferit Karaçam gibi bir cehennem zebanisini de düşünecek olursak Büşra’nın hayalini kurduğu mutlu aşk yuvasına kavuşmasına baya bir zaman var diye düşünüyorum. Elif’in de dediği gibi, o yuvada aşkı bulması en azından İlhan’ın kalbine her istediğinde temas etmesi pek kolay olmayacak, benden söylemesi.

Elif demişken, bana sorarsanız dizideki en deli karakter kendisi. Kadir’in öfkesine rağmen yaptıklarını ve girdiği tehlikeli suları düşünecek olursak, Elif için de tehlike çanları çok şiddetli çalmaya başladı. Aslında Kadir’in ona göstermeye çalıştığı daha doğrusu anlatmaya çalıştı şey buydu. Elif hem kendisini hem de şirketini büyük bir tehlikeye attı ve belki de bir gün geldiğinde en güveneceği insanı karşısına aldı. Elif’in dünyasında bazı sorunların çözümü tektir başka yola gitmezsin çünkü diğer yollar risklidir. Bir kural vardır, kaybedecek şeyin ne kadar fazlaysa alacağın risk de o kadar azdır. Elif’in kaybedecekleri o kadar fazla ki bunun olmaması için arkadan dolanmaya da yalan söylemeyi de Kadir’den farklı olarak hata değil işin gereği olarak görüyor. Elif elindekilere sahip çıkmayı her şeyin önüne koyarken Kadir dibin dibini gördüğü için daha cesur kararlar alabiliyor. İkisinin bu farklı alanlarda birbirlerini tamamlamaya başladıklarını düşünüyorum. Şimdilik birbirlerini dinlemeseler de görüyorlar ve anlamaya başladılar. İletişim de gelirse ne ala! Gelmezse Elif ve Kadir arasındaki mücadele çok da çetin geçecektir.

Kadir için tek mücadele şirkette değil ne yazık ki babasının yokluğunda Saruhanlı Ailesi, Kadir’i çok zorlamaya başladı. Emin’in gidişinin ardından Servet, Yaşar, Büşra ve bebeğiyle ortaya çıkan kadını göz önüne alacak olursak evin içi karmakarışık hale geldi. Kadir ne abilerini anlaştırabiliyor ne kız kardeşini girdiği bataklıktan kurtarabiliyor ne de babasını geri gelmeye ikna edebiliyor. Her şeyin ortasında sıkıştı, kaldı. Peki bunların sebebi ne? Ne yazık ki Emin’den başkası değil. Babasına dediği “Bir gram şefkat için adam öldürecek hale geldik!” dediği tam da buydu. Büşra sevgi nedir bilmediği için İlhan’ın sevgisiyle sarhoş oldu, Yaşar güya baba ve Allah sevgisi için kardeşine, oğluna şiddet uyguladı, Servet babasına yaranmak için İlhan’ı öldürmeye kalktı. Hepsinin temelinde yatan gerçek bu işte : Saruhanlı Ailesi de sevgiyi tanımıyor tıpkı Karaçamlar gibi…

Büşra ve İlhan aslında iki sevgisiz ailenin büyüttüğü, şefkate aç kalmış iki yaralı kalp. Birbirlerine birden bu kadar bağlanmalarının sebebi de bu diye düşünüyorum. Ben bu aşka kefilim ama evlenmek gibi ciddi bir işe kalkışmaları için erken olduğunu düşünüyorum. İlhan çok derinden yaralı bir adam ve onun iyileşmesi de sandığımız kadar kolay olmayacak. Bir de şu ayrıntıyı unutmamak lazım İlhan babasını sevmiyor ancak Büşra çok seviyor yani, Büşra ailesinin tamamına olmasa da abisi ve Emin’i tamamen gözden de çıkaramayabilir. Ki ben İlhan’ın da kurtuluşunu burada görüyorum. İlhan, Ferit Karaçam’ın kanlı ve karanlık dünyasından çıkabilirse iyileşebilir ki bence İlhan’ın aklındaki de tam olarak bu. Yukarıda demiştim ya babasını yenmek istiyor diye, bunu yabana atmayın. İlhan’ın gururlandırmak dediği şey yenmek çünkü Ferit asla İlhan’la gurur duyacak bir adam değil. İlhan babasını yenerse, bana sorarsanız dönüşür bu nedenle eğer böyle bir şey olacaksa da Kadir’le anlaşmanın bir yolunu bulması gerekir diye düşünüyorum. Kim bilir? Belki de Emin’in zamansız ortaya çıkışı bu iki çocuğun da kurtulmasına sebep olur değil mi?

Bu haftalık da benden bu kadar, haftaya yeniden görüşmek üzere.
Sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s