YAZAR : Şeyma BULUT
Aziz dizisi başladığı ilk günden beri benim izlemekten aşırı keyif aldığım bir dizi oldu. Her karakteri analiz ederken, yazarken hep keyif aldım ama sanırım bazı şeyleri dile getirmedikçe ekip de her şeyin yolunda gittiğini zannetti. Aziz gibi özellikli bir proje freni boşanmış kamyon gibi gidiyor ve kurtarma rampasını bulamazsa ne yazık ki kaçınılmaz son için çanlar çalmaya başladı bile. Aziz, konusu itibariyle Hatay’ın kurtuluşu ve devrim niteliğinde bir aşk hikayesini anlatıyordu, herkes bu sebeple sevmişti ama ne yazık ki dizinin o güzel havasından artık eser yok. Hala dizinin kurtarılması mümkün ancak derhal bu konulara dönüş yapılması ve Aziz Payidar karakterinin kamu hizmeti görevlisi gibi davranmaktan vazgeçmesi lazım! Hadi gelin dizi bu hale neden geldi, neden olmazların peşinden gidiyorlar karakterler üzerinden biraz sohbet edelim.
Aziz Payidar! Bu hafta herhalde beni sinir krizine sokan tek karakterdi desem yanlış olmaz. Ne Dilruba, ne Adem ne de bir başkası beni Aziz kadar sinirlendirmedi. Aziz, Hatay’ın kurtuluşu için kilit rol oynayan, el bebek gül bebek yaşarken yaptığı bir iyilik sonrasında hayatı değişen,en sonunda da Hatay’ın kurtuluşuna bir çift güzel gözün sevdasına inandığı gibi inanan bir adam. Buraya kadar her şey tamam da buradan sonrası tam bir kaosa dönüştü. Aziz Payidar’ın sevgiyi anladığını pek düşünmüyorum. Nedenini de açıklayayım hemen : Aziz, Efnan’a çok aşık, ölüyor falan ama hala Efnan’ı tanımıyor bence. Ben tanımadığın birini sevme meselesine pek inanmıyorum arkadaşlar, kusura bakmayın ama Aziz başardı. Tanımadığı, anlamadığı Efnan’a aşık oldu ve işin kötü tarafı bu kızı anlamak için de hiç bir şekilde çaba sarfetmiyor. En azından gözlerini ondan yana çevirse bir şeyler görecek ama Dilruba, Adem, atolye derken karısının mum gibi eridiğini dahi göremedi. Burada Aziz’in artık biraz da olsa en sevdiğim dediği insanlara kafasını çevirmesini, onları görmesini bekliyorum ben. En azından karım dediği kadının damla damla eridiğini bir şekilde farketmesi lazım ama yapamıyor. Neden biliyor musunuz? Aziz hala her şeye kendi gözünden bakıyor da ondan aksi halde çoktan bir şeyler döndüğünü anlaması lazımdı diye düşünüyorum.
Aziz nedense söz konusu Efnan olduğunda duvarlarını hemen kaldırıp, karısını o duvarların altına itiyor. Halbuki yaşanan bunca şeyin ardından en yumuşak olması gerken insana hep en sert halini gösterdi. Aziz için herkesin affedilebilirliği var, herkese anında merhamet gösterilmesi lazım ancak ne hikmetse o tarafına maruz kalmayan tek insan Efnan. Pierre ile olan yüzleşme sonrasında “Eğer gitseydin bizden geriye bir şey kalmazdı!” sözünü Aziz’in söylemeye hakkı var mı sizce? Bence yok! Aziz bugüne kadar kaç defa yaraladı Efnan’ı? Ben artık sayısını unuttum! Hor gördü, aşağıladı, gözlerinin önünde Dilruba ile oldu iki gün sonra Efnan’ın peşine düştü. Efnan küçücük kalbinde yaşadığı depremlere rağmen Aziz’i affetmişken üzgünüm ama Aziz böyle bir cümle kuramaz kardeşim! Aziz’in artık kurmasını beklediğim cümle şu olur : Bu Fransız seni neyle tehdit etti de sen gitmek zorunda kaldın diyebilir ancak ama bizden geriye bir şey kalmazdı falan diyemez. Efnan giderse çünkü geriye Aziz diye bir şey kalmaz, bu konuda da gayet netim!
Ah Efnan, ah… Bu hafta gerçekten yüreğimi dağladı benim. Bir sevginin bedeli bu kadar mı ağır olmalıydı? Efnan hayatı boyunca sevgi denen duyguyu bir kez annesiyle tatmış bir kızdı, sonra hayatına Aziz girdi. Deyim yerindeyse Efnan kendisini Aziz’e adadı. Onu öyle bir sevgiyle sevdi ki Aziz’in içindeki iyi, sevecen adamı ortaya çıkardı. Şimdi herkes dürüst olsun eski Aziz’i o halktan kim severdi? O burnu yere düşse almayan adamın nesini severlerdi? Efnan onu halkın gözünde sevilecek bir adama adım adım dönüştürdü. Aziz’i öyle bir sevgiyle kuşattı ki onun bu sevgisi başta Dilruba olmak üzere herkesi rahatsız etti ki her önüne gelen bir tane vurdu. Şimdi Aziz neden Efnan gibi Pierre’in her dediğine evet demiyor dediğinizi duyar gibiyim hemen anlatayım : Bakın Aziz yere düştü başında halası, Maksude, Dilruba…tüm ailesi vardı. Ancak Efnan tek başına, yalnız bir kadın. O hapse girdiğinde bir tek Aziz onun için mücadele etti. Efnan’ın başka kimsesi yok ki sadece göz yaşı dökerek kendini avutsun. Onun karakteri sevdiği için savaşan gerekirse kendisini yok edecek fedakarlığı yapabilecek yapıda, bu sebeple Efnan Aziz için aynı duruma kendisini yüz defa daha sokardı. Aziz hem Hatay’ın hem de Efnan’ın umudu, bu yüzden Efnan sevdiği adamın netim neden yaptığını anlıyor ancak Aziz hala o noktada değil. Efnan’ın Dilruba ile ilgili olan durumunu bilmesine rağmen hareketlerine devam ediyor ki bu hafta Efnan bu kadın yüzünden gece gündüz kabuslar gördü.
Ataerkil toplumu yapısını, erkek kadın arasındaki ayrımı hiç bir zaman anlamayacağım! Dilruba Hanım kendisini hasta etmeyi başardı ve Aziz Beyimiz de onu odasında rahatsız etti. Şimdi arkadaşlar benim ilk çıldırdığım sahne budur! Dilruba bir zamanlar Efnan’ı aşağıladığı şeyi yapmasını geçtim, neden bu kadın birden Aziz’in problemi oluverdi? Ben cidden anlamıyorum. “Beni burada yalnız bırakma!” derken benim aklımda tek bir soru vardı : Efnan’ın yalnızlığı ne zaman bitecek?
Efnan olanlara dayanamayıp giderkenki ettiği cümlelerle aslında farkını ve asaletini ortaya koydu diye düşünüyorum. Dilruba’nım başına gelenlere üzülüyorum ancak Efnan’a daha çok üzülüyorum. “Benim Dilruba gibi korunmaya ihtiyacım yok, ben zaten hep tek başımayım!” derken Aziz’e bile her şeyiyle güvenmediğini ima ediyordu. Efnan hep tek başına ve bu çok kötü. En basiti Pierre istediği an Efnan’a ulaşıp, karşısına dikilip tehditler savuruyor. Herkesi koruyan kocası, sağlıklı olduğunda bile Efnan’ın güvenliğini sağlayamadı çünkü daha önemli gündemleri vardı. Her zamanki gibi… Efnan ikinci kez Pierre’in elinden kurtulsa da acısının uzun süre dinmeyecek olmasına çok üzüldüm çünkü ne yazık ki Dilruba tam bir kabus gibi hayatına çöreklendi.
Efnan evinin kapısında Dilruba’yı görünce Aziz’e olan bakışları her şeyi anlatıyordu aslında. O bakışlarda öfke ya da nefret yoktu, “Beni neden anlamıyorsun?” bakışı vardı ki Aziz bile artık ileri gittiğini anlamış olacak ki Efnan’ın gözlerine dahi bakamadı ancak ben bu karakterle ilgili sınıra ulaştım.
Dilruba karakteri beni gerçekten çok zorladı ancak artık onunla ilgili her şey su gibi berrak. Dilruba hala Aziz’le ilgili olmadık düşler kuruyor. Aziz onunla ilgilendikçe eminim hala kendisine hisleri olduğunu bile düşünüyordur çünkü bu davranışının başka bir açıklaması yok. Peki neden? Çünkü Dilruba kendisini herkesten çok sevilmeye layık görüyor. O güzel, alımlı, eğitimli ve akıllı bir kadın. Tabii ki de o sevilecek, başka bir ihtimali olabilir mi? Tıpkı bir zamanlar Aziz’in olduğu gibi kendisini herkesten, her şeyden üstün görüyor. İkisi arasındaki fark Aziz’in içten içe cesur, merhametli bir adam olması ama Dilruba öyle biri değil. Ben onun çok acımasız biri olduğunu düşünüyorum. İlk bölümlerde yaptıkları şöyle dursun, kendi menfaati tehlikeye girdiği anda her şeyi silkeleyip atıveriyor. Adem’i de böyle delirmedi mi? O kadar ben merkezli bir insan ki kendisi mutlu olamadığında herkesin hayatını zindan etmeyi kendisine hak gördüğünü düşünüyorum. Yoksa yeni evli bir çiftin evine kendini atıp da anlayış beklemezdi ki beklemedi bir zamanlar Maksude’ye yaptığının aynısını yaptı, Efnan’ı tehdit etti.
Dilruba ve Efnan arasındaki sahnelerde genelde bir kadın olarak Dilruba’dan utanıyorum ben. Efnan’ın evinde onu tehdit edip, kocasına kendini acındırırken egosunu tatmin ediyor bence. Efnan’a “Aziz beni seviyor, gururun varsa gidersin!” diyen kadın, Efnan için asılmayı göze alan Aziz’in paçasından ayrılmıyor. Efnan Pierre’in yanına zorla giderken o medet umuyor. Yani ne Hatay halkı ne de Aziz’in mücadelesi umurunda. Efnan ona hesap sorunca da kızı tehdit etti. Şimdi ben nesini anlayayım bu kadının arkadaşlar? Nerden tutsam elimde kaldı. Dilruba ve Pierre benim gözümde artık aynı çünkü bebeği neden sakladığını hala anlayamadım. Aklıma kötü şeyler geliyor ama bu kadar adilik olmaz diyerek susuyorum. Dilruba’nın Efnan’ın hayatını zindana daha da çevirmemesini umuyorum. Ayrıca artık Efnan’ın bu cehennemden kurtulması gerekiyor, öyle ya da böyle.
Efnan dört bir yandan kuşatıldı ve artık boğuluyor. Pierre, Dilruba, tehditler, Aziz’i kaybetme korkusu derken iyice yalnız ve biçare kaldı. Son sahnede eğer Pierre gelip demese ben gelip diyecektim, o derece sinirlendim. Aziz’in hasta yatağında yatarken olanları öğrendiğine sevindim ancak bundan sonrası çok önemli benim adıma, Aziz’in bendeki değeri için özellikle hayati önem taşıyor, bakalım Aziz duydukları karşısında ne yapacak? Bekleyip göreceğiz.
Yazımı bitirmeden önce bir şey söylemek istiyorum : Ben bu diziyi devrim gibi işlenen bir aşk hikayesi olduğu için sevdim, başladım. Bu sebeple bu aşkı ve Hatay mücadelesini izlemek istiyorum. Zaten dizinin ana konusu da buydu, bu sebeple iki haftadır izlediğim diziye anlam veremiyorum. Girilen bu yoldan dönülmezse her şey için çok geç olabilir…
Bu haftalık da benden bu kadar, haftaya yeniden görüşmek üzere.
Sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.
Yes! Yes!! Yes!!! To everything you wrote 👏🏾👏🏾👏🏾
BeğenBeğen
Por fin alguien que comparte mis pensamientos, las hienas (Dilruba y Pierre) han destrozado a Efnan y Aziz lastima y descuida el corazón de su esposa mientras ayuda a otros.
BeğenBeğen