YAZAR: Şeyma BULUT

Uzun zamandır izledikçe izlemek istediğim, gülerken aynı zamanda da yahu bu hikayenin bir derdi var diyeceğim bir romantik komedi arayışındaydım. Açıkçası birbirine benzer konuları analiz etmeye de hiç mecalim yoktu, farklı bir eyler arıyordum. Bu yazı galiba es geçeceğim derken karşıma “Gizli Saklı” çıktı. Uzun zamandır aradığım bir hazineyi bulmuş kadar sevdim çünkü artık birbirine yalan söyleyen, ilişkilerin düzenbazlık üzerine kurulduğu hikayeler bende travmaya sebep oluyordu. Yanlış anlaşılmasın şahsen ben onları da bayıla bayıla izledim ama analiz için daha farklı bir renk ararken buldum Naz ve Pamir’i.  Gizli Saklı oyun içinde oyun olan katmanlı senaryosu ve karakterleriyle benden geçer not aldı. Özellikle Siyah Beyaz Aşk’tan bu yana severek izlediğim Sinem Ünsal ve ruh üflediği her karaktere ayrı roman yazılacak Halit Özgür Sarı’nın başrolde olmasıyla ekran karşısındaki yerimi aldım. Gizli Saklı ailesine bağlı, saf ve dürüst polis olan Naz’la gizemli, etkileyici ve biraz da egolu komiser Pamir’in hikayesini bizlerle buluştururken ben ikinci bölüm için gün saymaya başladım bile.

Naz Alaca yada yeni adıyla Yaz Güneş, hikayenin saf, idealist ve cesur polisi olarak karşımıza çıktı.  Naz, anne ve dayısıyla büyümüş, polis akademisini birincilikle bitirip hayallerinin mesleğini yapmak için gün sayan bir polis ve kendini ya masa başı ya da daha orantılı bir görevde bulmayı bekliyordu. Aklına bile gelmeyecek şekilde kendini gizli bir operasyonun tam ortasında, hiç de hoşlanmadığı tecrübeli komiserle baş başa buldu. Naz için bu gizli polislik meselesi sanıldığı kadar kolay olmayacak çünkü Naz’la ilgili ilk sorun yalan söylemek hususunda tam bir acemi.  Daha annesini bir şeylere ikna edemezken ondan bir örgüt lideri olmadığı birine inandırmasını beklediler. Diğer yandan pek de hoş bir karşılaşma yaşamadığı Pamir’in bu oyunda partneri olacak olması Naz’ı iyiden iyiye köşeye sıkıştırdı. Yine de Naz’la ilgili söyleyebileceğim iki net özellik var: Dikkatli ve cesur. Naz etrafında olan her şeyin gayet farkında ve en ufacık ayrıntıyı bile gözden kaçırmadı. Balıkçı’nın sağ kolunu Pamir bile fark edememişken Naz’ın anında fark etmesi onu aslında göründüğü kadar sarsak biri olmadığının ispatı niteliğindeydi. Ayrıca ben Naz’ın cesur bir karakter de olduğunu düşünüyorum. Amir Pamir’e Naz’ı anlatırken havaalanında bombalı saldırganı nasıl etkisiz hale getirdiğinden bahsetmişti. Bakın bunu korkak biri yapamaz çünkü bu hayatta bir tek cesaret taklit edilemez. Zaten daha yeni, taze bir polisin böylesine tehlikeli bir işe kalkışması onun cesaretini ortaya koydu diye düşünüyorum. Naz ne kadar stratejik, dengeli ve cesur olsa da onun bu özelliklerini görmeyi bırakın düşünmeyi bile reddeden bir adamla çalışmak zorunda : Pamir Ulaş.

Pamir ve Naz’ın yolları hiç umulmadık ve tatsız bir şekilde kesişti. Pamir gizli görevlerde uzman bir polis ve Naz’ın mahallesine de görevi gereğince kanunsuz bir adam kılığında girdi. Yukarıda Naz’ın cesaretinden bahsetmiştim. Naz da çiçeği burnunda bir polis olarak Pamir’in peşine düştü ve doğal olarak operasyonu berbat etti. Burada bahsetmek istediğim 3 durum var çünkü bu sahnede yaşanılanlar Naz ve Pamir ilişkisinin de evrelerini barındırıyordu. İlki çatışma. İki zıt karakter birbirlerine oldukça kızgınlardı. İkinci evre kavga. İkisi de birbirlerini asla yenemedi. Dövüştüler, düştüler, kalktılar ve asla yanişemediler. Pamir tam kazandığını sandığı anda kendi bileğinde gördü kelepçeyi ve bu sebeple Naz en zayıf anında zekasıyla mücadeleyi eşitledi. En sonunda da bileklerine takılı kelepçeyle de ilk andan birbirlerine görünmez bir şekilde kelepçelendiklerini düşündürdü bana çünkü Naz ve Pamir o andan itibaren artık birbirlerini hayatına ortak olmuş oldular, çok şiirsel değil mi?

Naz cesur ve  akıllı bir kadın olsa da daha ilk andan Pamir’den hiç hoşlanmadı ve bunu da her fırsatta dile getiriyor. Burada ben Pamir’in Naz tarafından kışkırtıldığını düşünüyorum. Çok hassas bir görevde yanına bir çömez verilmesi Pamir için yeteri kadar zorken, karşısında kendisinden zerrece etkilenmeyen, ona olan tavırlarında tek bir zafiyet bile göstermeyen bir kadın var. Amir neden ikisini aynı göreve layık gördü bilmiyorum ama özellikle çalışmalarını istedi. Ne Naz ne de Pamir bunu kabul etmek istemeseler de emir demiri kesti ve birbirinden nefret eden Pamir’le Naz birbirine çok aşık Yaz ve Levent oluverdiler. Bu durumun özellikle de Pamir için çok zor olacağını düşünüyorum çünkü kendisi yalnızları oynamayı fazlasıyla seven biri görüntüsünü çizerken birden karşısına hem ortak hem de baş belası bir kadın çıktı ve Pamir için sıkıntılı zamanlar başladı.

Pamir Ulaş şu anda tam bir kapalı kutu. Naz’la ilgili birçok şeyi söylerken nedense Pamir’le ilgili elimde fazla bir veri yok. Çapkın, yalnız ve başarılı bir polis olması dışında hikaye bize onunla ilgili çok da fazla bilgi vermedi. Pamir girdiği her ortamda kadınların ilgisini çeken, istediğiyle günübirlik ilişkiler yaşayan bir adam. Kadı düşmanı diyemem ama eril bir kafa yapısı olduğunu söyleyebilirim. Operasyonun başında “Ben yaptım!” diye ortalarda dolaşırken , söz konusu ev işlerine gelince temizlik falan yapmam diyen biri olduğunu söyleyebilirim. Bugüne kadar gösterdiği başarılar da ona bir ego vermiş ve Naz’ı ilk gördüğü andan itibaren ezmeye çalışıyor. Sebebini de söyleyeyim: Operasyonunu batırması falan değil mesele, Naz’ı yenememesi. O karşılıklı mücadele anında onu yenemedi ve ne yaparsa yapsın ondan kurtulamadı. Bu sebeple de Pamir Naz’la kendi iç dünyasında rekabet etmeye başladı bile. Bir de sürekli korumacı bir tavrı da var. Bu hususta çok emin olmasam da bu adamın yalnızlığı tercih etmesinin bir yere bağlanacağını ve aslında gösterdiği gibi biri olmadığını düşünüyorum. Bu konuda bana fikir veren iki sahne var:

İlki Pamir’in evde camları temizlediği o küçük sahnede aslında Pamir’i Naz’a eziyet etme düşüncesinde olmadığını düşündüm. Pamir orada camları temizlerken arkadan elinde kekle gelen Naz’ı beklemedi, ya da çağırmadı oturdu kendisi temizledi. Çok küçük ir an biliyorum ama ben Pamir’in Naz kendisine çok da sempati duymasın istediğini düşünüyorum. Burada Naz elbette etkilenmedi ama Pamir’le ilgili bazı soru işaretleri oluşturdu. O cam kırıldığında “Karıcım gelir misin?” diye şov da yapabilir içten içe Naz2ı delirtebilirdi ama yapmadı. Bu burada dursun ama Pamir’in kendisiyle ilgili söylediklerine çok da takılmamak lazım diye düşünüyorum.

İkinci durumsa Naz’ın havaalanında ailesiyle vedalaştığı sahne. Pamir onları uzaktan izleken çok hüzünlü bakıyordu. Naz’ın ondan ayrılmak istemeyen, düşünen bir ailesi var. Pamir’in bakışlarına çok da anlam yüklemek istemiyorum ama oradaki bakışlarında hüzün vardı. Pamir’le ilgili çok ipucu kovaladım ama onda gizli saklı bir şeyler olduğuna eminim. Orada görünen ana kuzusu bir kadın değil annesi tarafında yolcu edilen biriydi ama Pamir’se direkt ana kuzusu diyerek küçümseyen bir tavra büründü. Naz psikoloji öğrenir mi bilmiyorum ama ben buna yansıtma diyorum. Pamir’in bu durumu kendisinden uzaklaştırarak sanki alay edilecek bir şeymiş gibi tavır alması bendeki Pamir’in bir yarası olduğu ve yalnızlığı tercih etmesinin altında bir şeyler sakladığı savını güçlendirdi.

Öyle ya da böyle Pamir ve Naz için oyun başladı. Onlar artık Levent ve Yaz olarak yalandan bir dünyanın içine girdiler ve oradan sağ çıkmak için sadece 3 ayları var. Naz’ın gözünde Pamir çok bilmiş,egoist, kendisine üstten bakan ve kaba biri. Pamir, Naz böyle düşünsün diye elinden geleni yaptığı için kıza haksız diyemiyorum. Naz’ı her tavrıyla ezdi. Çömez olarak gördüğü kızın kendisini yenmesi ve bombalı bir saldırıyı bertaraf etmesi bile Pamir’in davranışlarında bir değişikliğe sebep olmadığı gibi Naz’la ilgili konuşurken ondan hep “ana kuzusu” diye bahsediyor. Naz’ın nahif yapısı, ailesiyle olan ilişkisi, heyecanı Pamir’de böyle bir intiba yaratıyor olabilir belki ama gerçek Naz hiç de öyle biri değil diye düşünüyorum.

Naz aslında uzaktan bakıldığında tam da Pamir’in anlattığı gibi biri. Anasının kuzusu, pasif ve tam bir çömez ama ben öyle olduğunu düşünmüyorum. Ana kuzusu olan bir kadın nasıl polis olabilirdi? Daha doğrusu şöyle diyeyim: Annesine rağmen nasıl polis oldu? Naz’ın annesi onun polis olmasını istemedi, hemşire olmasını arzuluyordu ancak Naz kendi hayatına karar verdi. Yetmedi başka biriyle evlenmesini istiyor ki bu çok belli, adama umut bile verdi. Buna rağmen Naz o kapıyı da kapattı. Peki o zaman Naz neden annesiyle ilgili bu kadar tedirgin? Naz onu üzmek ya da korkutmak istemiyor, olay bu kadar basit. Operasyona gidiyorum deyip işin içinden çıkabilecekken Naz tam tersine annesi rahat olsun diye uğraştı. Yalan söyleme hususunda bu kadar acemiyken annesi üzülmesin diye yalan üstüne yalan söyleyen Naz’ın hayatı dayısı Namık’ın Yaz adıyla yaşadığı siteye gelmesiyle tamamen değişecek diye düşünüyorum.

Naz ve Pamir aynı evin içerisinde birbirinden zerre hoşlanmayan ancak dışarıya deli gibi aşık bir çift imajı çizmek zorunda kalan iki iş ortağı ve bu sandıkları kadar kolay olmayacak. Naz çok başarılı bir kadın ve Pamir’in onu sürekli ezmesi bir süre sonra bu partnerliğe ket vuracaktır. Pamir gizli görevler hususunda uzman olsa da ortakla çalışma konusunda tam bir fiyasko bence. Naz’sa karşısındakini anlamaktan çok gördüğüyle yetindiği için bu ortaklıkta onun da handikapı bu olacak. Pamir ona yüklendikçe bir noktadan sonra kendisini ispat etmeye çalışacağından bu durum Naz için sıkıntılı olmaktan çok tehlikeli bir hale dönüşebilir. İkisi de kendi özbenliklerinden gelen sıkıntılar yüzünden didişip dursalar da yazının başında da dediğim gibi bir şekilde bağlandılar ve zorluklar insanları bibrine yakınlaştırır. Pamir ve Naz da bir noktadan sonra birbirlerine güvenmek zorundalar yoksa oyun en tehlikeli biçimde sona erer.

Bu oyun onların ayağına dolanmak üzere zaten çünkü Tarık’ın sağ kolu evdeki silahları buldu. Onların polis olduğunu söyledi. Gördüğüm kararıyla Tarık şüpheci, kontrolü ve acımasız bir adam. Naz ve Pamir’in kimlikleri ortaya çıkarsa da asla acımayacaktır diye düşünüyorum. İlk büyük sınavlarını vermek üzere olan Pamir ve Naz bu işten sıyrılacaklar mı yoksa operasyon başladığı gibi bitecek mi? İşte onu zaman gösterecek, bekliyoruz.

Gizli Saklı güzel bir ilk bölüm kotarmış.. Hikayesini de ana karakterlerin hikayeye aktarılmasını da çok sevdim. Özellikle çok başarılı bir cast çalışması yapıldığını özellikle de işin polis merkezi ayağındaki tüm oyuncular harika iş çıkardılar. Tardu Flordun gibi bir karakter oyuncusunun da esas kötü olarak ortaya çıkması, beni hikayeye ikna eden bir durum oldu. Ancak bir konu var ki romantik komedi türünde büyük sıkıntıya sebep olur. Romantik komedilerde dizinin romantik ayağı kadar komedi ayağı da önemlidir. Ne yazık ki b grubu yani komedi ayağı beni çok tatmin etmedi. Yalnız Namık sayesinde anne de bu oyuna dahil olursa işte o zaman şenlenirim. Yani Naz’ın ailesinin de bu hikayeye bir yerden girmesi gerekiyor ve ben aslında bu noktada Naz ve Pamir’in Naz’ın ailesine de yalan söylemek zorunda kalacaklarını düşünüyorum ama senaristimiz ne düşünüyor, göreceğiz.

Şimdilik benden bu kadar arkadaşlar. Gizli Saklı yayın hayatı boyunca Naz ve Pamir’in eğlenceli yolculuğuna birlikte devam edeceğiz. Haftaya görüşmek üzere. Sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s