YAZAR: A. Ela ERDOĞDU

Hayat büyük bir denge oyunu aslında. Ne en ufak bir hatayı ne de zayıflık göstergesini kabul ediyor belki de bundan dolayıdır adaletin sembolünün terazi olması. İnsan hayatı için gerekli olan şeyler arasında sevgi, saygı ve adalette vardır ki adaletin olmadığı yerde insanlar zaman içerisinde onları insan yapan tüm insanî yönlerini kaybederler tıpkı Tahsin gibi.

Tahsin’i  savunmuyor ve yaptığı kötülükleri de doğru bulmuyorum ama onu bu noktaya bir şeylerin getirdiğini de gördük bu bölümde. Yoksulluktan zenginliğe giden hayatta mücadele ederken insanlığını kaybetmiş bir kişi o. Zor hayatlar insanları dönemeçlere  getirir ve bu dönemeçte yöneldiğin nokta seni sen yapmaya başlar. Tahsin bu noktada kolay olanı seçip kendi çıkarları uğruna herkesi harcarken Hale inandığı ve kendini adadığı bu yolda kendi doğruları için annesine rağmen yürümeye çalışıyor. Önemli olan bunca zorluk içinde pes edip etmeyeceği ki hiç sanmıyorum.

Hale göründüğünden oldukça farklı Ege’nin söylediklerinin aksine insanları kendine yaklaştırmamasının asıl sebebi yaşadığı zor hayatı, o hayatın içinde yaşadığı o iğrenç olayı gizleyebilmek bence. Şu an sahip olduğu rahat hayatı ve sınırsız imkanları da elinin tersiyle itip her şeyle mücadele edebilecek kadar da güçlü ve cesur. Diğerlerinin sandığının aksine çıtkırıldım değil Hale. Olay analizi ve kontrolü oldukça yüksek bir kız. Annesini nasıl sakinleştireceğini ya da onu nasıl dizginleyeceğini de biliyor. Hale annesini çözse de ben çözemedim şahsen çünkü kendisi ne Hale’den geçebiliyor ne Tahsin’den. Anladık ki Tahsin ile parası için beraber ve aşık olduğunu sanıyor ama kızından da geçmiyor, geçemiyor. Kızına bu kadar bağlıysa yaşadıklarını nasıl göremez ya neden onu anlamaz inanın ben de bilmiyorum kadın dipsiz bir kuyu büyük gizemler taşıyor içinde ama biz asla giremiyoruz o kuyuya. Bildiğim tek bir şey var artık o da Tahsin’in sonunu Nuran ve Hale birlikte getirecekler. Tahsin Hale’ye karşı dikkatli çünkü kendisine olan nefretinden dolayı her şeyi yapacağına emin ama Nuran’dan o kadar beklemiyor, kadını o kadar yok sanıyor ki sonunu getireceğini farkında değil.

Fazla güven ve kibir insanın gözünü kör eder, tıpkı ailesine koşulsuz şartsız güvenen Mert’in olanları göremediği gibi. Her ne yaparsa yapsın ağabeyine ve söylediklerine güvenmesi… Ben kimseye sonsuz güvenilmemesi gerektiği kanaatindeyim çünkü aileniz de olsa kendi çıkarları için sizi harcamaktan çekinmezler. Belki ağabeyi özünde kötü bir insan olmayabilir ama yaptığı seçimler onu iyilikten uzağa götürüyor çünkü tehlikeli derecede bencil. Zengin olmak ile kafayı fena hâlde bozmuş durumda ve adım adım felaketine yürüyecek bir yandan da etrafımız bu tarz insanlarla öyle kaplı ki çoğumu kendi hayatından birini görüyor gibi onda. Tahmin ettiğimiz gibi Mert babası öldüğü zaman küçükmüş ne olduğunu idrak etmesi bile sonra sonra olmuş. Ağabey ve ablada kesinlikle babanın uğradığı iftira ve sonrasında gelen intiharın izleri var ki bu hâle gelmişler. Mert’in çevresindeki herkes ona yalan söylerken belki de uğruna nelerle mücadele ettiği mesleği sırf ağabeyini korumak istediği için şu an tehdit altında. İpin ucunda tek kendisi olsa çoktan giderdi polise de arkadaşlarına ama en çok da Bahar’a kıyamıyor.

Mert öyle temiz öyle iyi bir çocuk ki babası ölmüş olsa da oğluyla beraber tek vücut olmuş bir şekilde yaşıyor sanki. Doğan’ı dinlerken babasında Mert’i öyle gördüm ki çok duygulandım. Mert bu hikayenin en büyük kurbanlarından ama temiz kalbi ve adalet duygusuyla umarım her şeyin üstesinden gelebilir. Sırtındaki sorunlar giderek büyüyor ve birini çözemeden bir diğeri önüne atlıyor. Bu çocuk hangi biriyle nasıl mücadele etsin. Bir yandan da hepsinin birden fazla zorlu sınavı ve mücadelesi var hepsi kendi cenderesinde kendi sınavlarıyla boğuşuyor tıpkı kendilerine idol belledikleri Doğan Yener gibi…

Doğan oldukça sert, hırslı ve zeki bir adam olabilir ama robot değil bir insan ve onu yanıp kül etse de öldürmeyen bir ateşin içinde yaşıyor. Kızlarının ölümünün bir kaza olmadığını bunu hissettiğini söylüyor ancak onun ki hissetmekten çok daha fazlası çünkü bu kadar uzun bir sürede hislerinizden tereddüt edersiniz ama hâlâ oldukça emin bu noktada. İlk andan beri İpek’in ölümünün kaza olmadığını biliyordum ama bu işin arkasından da Tahsin’in çıkacağını hiç düşünmemiştim. Doğan kızının katiliyle konuşurken söylediklerinde haklıydı ama karşısındaki Doğan’dan korkarken ecelinin kucağına kendi ayaklarıyla salına salına yürüdü. Bildiğim ve emin olduğum tek şey her koşulda ve durumda çelik gibi duran Doğan’ın kızı söz konusu olunca üzüntüden ve öfkeden ellerinin titreyecek kadar azap verici hislerine karşı yine de kendini asla bırakmaması bu inanç onu zafere götürecek bu uğurda her şeyi kaybetmesi gerekse de.

Karakterler bu kadar derin ve hikaye ilgi çekiciyken neden dizi hiç akmıyor inanılır gibi değil demek isterdim ama daha önce de söylediğim gibi senaryo matematiği oturmuyor. Aşırı dağınık ve istikrarsız sadece senaryo da değil ayrıca sahne geçişleri de aynı. Normalde figüran olan kişilerin sohbetini izledik böyle bir şey olabilir mi? Türk izleyici ana karakterin hikayesiyle ilgilenir gerisi onu pek ilgilendirmez ama biz bundan çok Mert’in ağabeyi, Bahar’ın babası, Nuran- Tahsin ilişkisi görüyoruz, neden? Sahne geçişi ve olay örgüsü kesinlikle böyle bir şey değil. Bu bölümde kaç tane olay çözüldü ama yine de sıkıcıydı ve yaz aylarında bu denli akmayan bir işi izletemezsiniz. Yaz aylarında insanlar canlılaşır ve aynı şeyi izlediklerinde de bekler sizin bir bölümde bir sürü olay çözmeniz akıcı bir senaryonuz olduğunu göstermiyor maalesef ki çünkü siz ilerleyebilmek için yazıyorsunuz. Çoğu şey tahmin edilebilir ve gerilimsiz bir şekilde çatır çatır çözülüyor. Sizden gereksiz bir uzatma beklemiyoruz ama kafa karıştırın yapın bunu seyirci izlerken “nasıl ya” desin karakterlerin her bir adımını, her bir olayın suçlusunu önceden bilebilmek çokta seyir zevki vermiyor sayın senaristler.

Bu haftalık söyleyeceklerim bu kadar yeni bölümde görüşmek dileğiyle. Kendinize iyi bakın, hoşça kalın…

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s