YAZAR : Şeyma BULUT

Sipahi tanıtımları yayınlanmaya başladığından beri beni kendine çeken bir dizi oldu. Gizemli ve merak uyandırıcı tanıtımları sayesinde ilk bölümün yayınlanacağı günü beklemeye başladım. İtiraf etmek gerekirse beni bu diziye ilk çeken isim Kaan Yıldırım’dı. Neredeyse tüm projelerini izlediğim bir aktör olarak onun isminin geçtiği her iş benim için o dizinin ya da filmin tek başına izlenme sebebidir. Peki bu kadar mı? Elbette değil. Ayrıca dizinin senaryosunun uzun yıllardır yazdığı her işteki farklılığını görerek hayran olduğum Ali Doğançay’ın da olmasıyla ilk bölümü beklemeye başladım.

Sipahi daha ilk sahneleriyle beni yakalamayı başarı. Anladığım kadarıyla başına buyruk bir istihbaratçı olan Korkut Ali ve bağlı bulunduğu istihbarat ağı arasında hep bir çekişme olacak zira Ali olaylar beklendiği gibi gitmediğinde doğaçlama yapmaktan oldukça keyif alıyor gibi görünüyor. Sadece bir izleme görevine gidip de olayı kovalamacaya dönüştürüp ardından da olması gereken oldu savunmasını yapması, kendine olan güveniyle birlikte egosunun da yüksek olduğu izlenimini uyandırdı bende. Korkut Ali vatan, görev bilinciyle bu hareketi yaparken “Vatan için neler yapılır? Neler göze alınır?” sorusu karşımıza çıkıyor ve dizi tam da bu soruyla beni yakalayıverdi. Verilen gören ve o anda yapılması, göze alınması gereken riskler söz konusu olduğunda bu uğurda çalışan, savaşan insanların mücadelelerinin anlatıldığı dizide her türden karakteri görmek mümkün.

Dizinin baş kahramanlarından Korkut Ali Türkoğlu ile başladı dizi ve beni kendine bağlamayı başardı. Ali, gözü kara, cesur ve yürekli bir genç olarak çıktı karşımıza. Ali, anladığım kadarıyla askerliğinden bu yana vatan için mücadele eden, gözünü budaktan sakınmayan mert bir adam. Öyle ki izleme görevi için gittiği operasyonda, izledikleri adam ölünce duruma kendi bildiği şekilde el koydu. İnisiyatif aldı. Aslında buradan da çok rahat bir şekilde Korkut Ali’nin liderlik vasıfları taşıdığını söyleyebilirim. Ancak bir lider zor zamanlarda bu şekilde kontrolü eline alarak durumu idare eder. Korkut Ali’de bir liderde olması gereken her özellik var ama maalesef bu kadar değil. Ali her hususta kendisini haklı görüyor mesela. Egosu var. Dizinin daha başında emre karşı gelmesini öyle bir şekilde anlattı ki, herhalde müdür o, karşısındaki onun altında çalışıyor demedim değil. Yalnız ben bu durumun farkında olduğunu sanmıyorum. Ali’nin buradaki motivasyonu tamamen görevine olan bağlılığı ve bu bazen emirleri dinlememek anlamına geliyorsa, onu da rahatlıkla yapacağının sinyallerini daha ilk dakikadan verdi. Kendine güveni üst düzey olsa da bu egosu görev bilinciyle gelmiş, kendini üstün görmesindem değil işi başarıyla yapma arzusundan kaynaklanıyor diye düşünüyorum. Ben hep hatanın da doğrusunu yapacaksın derim. Ali operasyondaki başına buyrukluğu sayesinde Habtor Bin Said’in yaşadığını öğrendi. Bu isim belki birçoğumuza bir şey ifade etmiyordu ama kendini her şeyden soyutlamış eski bir istihbaratçı olan Yıldırım Bozok için çok fazla şey ifade ediyordu.

Habtor Bin Said ortaya çıkınca Alptekin Ala derhal yola çıkıp, Yıldırım ile bir araya geldi. Anladığım kadarıyla ailesini kaybedince kendini her şeyden soyutlayarak sakin bir hayat yaşayan Yıldırım’ın son görevi Habtor’u öldürmek olmuş. Ondan sonra da zannederim her şeyi geride bırakarak yalnız bir hayatı tercih etti. Habtor’un Yıldırım için önemi büyük zira Habtor onu karısı ve kızı arasında bir tercihe zorlayıp sonra da karısının bulunduğu arabayı havaya uçurdu. Şimdi bu adam ortaya çıkmasa bence Yıldırım geri de dönmezdi. Alptekin ise onun geri dönerek yeniden Sipahi’yi kurmasını istiyor. Habtor’un da hayatta olması bir istihbarat efsanesi olan Yıldırım Bozok’u göreve döndürdüğü gibi Alptekin için özel bir önemi olan Korkut Ali’nin de başında olmasını istedi. Anladığım kadarıyla ileride bu ekip Ali’ye emanet edilecek ancak başına buyruk olması, kendine güveni ve söz dinlemez tavırları yüzünden duayen birinden işi tam anlamıyla kavraması için Yıldırım’ın yanında olması istendi. Birbirine oldukça benzeyen bu iki adam nasıl çalışacak peki?

Yıldırım ve Ali’nin tanışması oldukça enteresan oldu. Yıldırım ekibin tamamına oldukça babacan yaklaşırken, Ali’ye sınırları başından çizdi. Ali henüz neden onun böyle davrandığını çözemese de ben anladım. Şimdi diğerleri saygı için Yıldırım’a abi diyor. Bu çok net belli. Ancak Ali’nin durumunun böyle olduğunu sanmıyorum. Onun gibi bir ilahla çalışacağını öğrendiğinde sevinmesi gerekirken Ali, “Teşkilat-ı Mahsusa’dan” diyerek neredeyse adama Kuşçubaşı Eşref muamelesi çekecekti. Ali büyük ihtimalle kendisini sınırlamak, engellemek için Yıldırım’ın geldiğini düşündüğü için ona şef demek yerine abi demek istedi. Yıldırım da bunu fark edince ilk dersini daha ekip kurulmadan verdi. Ali yola bu şekilde girer mi bilmiyorum ama Yıldırım’ın işinin zor olduğunu söyleyebilirim.

Habtor Bin Said’in hayatta olduğunu öğrenmesinin ardından daha ekip kurulmadan ilk şehitlerini verdiler. Ferhat ve karısı saldırıya uğradı. Başka bir yerde çocuklar katledildi. Habtor bilindik şekilde değil, en acımasızca şekliyle saldırıya geçti. Alptekin’in Yıldırım’a gitme sebeplerinden biri de buydu diye düşünüyorum. Düşmanları çok büyük ve onu her şeyiyle tanıyan tek insan şu aşamada Yıldırım Bozok gibi duruyor. Alptekin ondan bir zamanlar içerisinde olduğu Sipahi’yi yeniden kurmasını istedi ve haksız da sayılmaz. Habtor bir şeylerin peşinde ve o peşinde olduğu şeyi ararken hedefiyle yoluna çıkan kimse arasında bir fark gözetmeyeceğine de eminim.

Sipahi ekibi kurulurken birbirinden oldukça farklı bir ekip olduğu dikkatimi çekti. Aslında her şeyden önce ekibin diğer istihbarat dizilerinden yakından bildiğimiz yalnız, soğuk adamlar olmaması ayrıntısı hoşuma gitti. Aksine hepsinin birer ailesi, hayatları var. Korkut Ali annesiyle sakin bir hayatın içinde, Kemal karısıyla bebek sahibi olmanın hayallerini kuruyor, Yusuf evinde kızına oda yapma işleriyle uğraşıyor. Yani hepsinin kendine ait bir hayatı var. Ben bunu çok nahif buldum. İnsan vatanını neden sever sorusuna replik olmadan cevap gibi değil de nedir bu? Evet vatan, toprak, bayrak bunlar önemlidir ama insan yaşadığı toprağı sevdikleri için de sever, ailesi, kökleri orada diye sever. Bu yüzden çok kıymetlidir o bayrak, zira bizi gölgesinde bir arada tutan güçtür, bağlılıktır diye düşünüyorum.

Sipahi’ler ülkelerini , hayatlarını, ailelerini severken kendilerini asla düşünmeyen bir ekip olacak gibi duruyor. Vatan için dünyanın dört bir yanında mücadele ederken, bir araya geldiklerinde bir güç olacaklarının sinyalini şimdiden verdiler. Hepsi seve seve efsaneleri olan Yıldırım’ın liderliğini kabul ederken, belki sözlü olarak demediler ama Yıldırım’ın sadece ekip kurmak için gelmediğinin de farkında olduklarını düşünüyorum. Herkesçe öldü bilinen Habtor’un ardından teşkilatın efsane denen adamının birden yeni kurulan bir ekibin başına getirilen birinin ekibin geri kalanının vasıfsız olduğunu değil düşmanın büyük olduğunu gösterir.

Habtor Bin Said sanki Yıldırım’a merhaba demek ister gibi seneler önce Vodafone Arena’da gerçeğini yaşadığımız bir felaketi yaşatmak için harekete geçti. Ekibi kandırmak için bir de tuzak hazırlayan Habtor, Yıldırım’ın zekası sayesinde hedef şaşırtma oyunu fark edildi. Açıkçası eski bir istihbaratçının kod çözecek yetenekte olması beni oldukça şaşırttı. Bu da bana Yıldırım’ın sandığım kadar da işlerden uzak olmadığı mesajını verdi. Habtor bu oyunuyla ekibi bir şeylerle oyalamak istedi diye düşünüyorum. Sebebiyse şu :Bu tip saldırıların ardında hep dikkat dağıtma amacı vardır. Habtor gibi büyük bir teröristin sadece birileri ölsün istediği için bir şey yapacağı kanaatinde değilim. Bu sebeple bölüm başından bu yana ağzından düşmeyen kripto para, kazanımlar üzerine yaptığı konuşmalarla alakalı olduğunu sanıyorum ama şu anda çok da iddialı değilim. Ekip de zaten arka planından önce Korkut Ali ve diğerleri bu saldırıyı durdurmak için yola çıktı ancak Ali’yi hiç ummadığı bir sürpriz bekliyordu: Canan!

Ali, kısa bir süre önce Almanya’daki manipüle ederek kullandığı kadını tam bomba patlamak üzereyken karşısında buldu. Ali durumu anladı ancak Canan için bunu anlamak o kadar kolay olmayabilir. Duyduğumuz silah sesiyle birbirlerini vurdular mı bilmiyorum ama bu tesadüfen karşılaşmayı düşünecek olursak şimdilik dost olmaları mümkün değil gibi duruyor. Siz ne dersiniz?

Sipahi oldukça vurucu başladığı bölümü yine aynı şekilde bitirdi. Bomba patlar mı bilmiyorum ama bir şeyler olacağı kesin. Şimdilik benden bu kadar. Dizi ekibi iyi bir ilk bölüm kotarmış, ortaya derdi olan, güzel bir iş çıkmış. Castını, rejisinı, senaryosunu çok başarılı buldum. Raji için özellikle aksiyon sahnelerinde çok başarılılardı. Umarım bu özenleri hep devam eder. Haftaya yeniden görüşmek üzere, sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin

 

Vatan İçin Her Yerde! (Sipahi, 1.bölüm)” için bir yorum

  1. Çok güzel yazmışsın eline sağlık 👏 ama biraz da eksikliklerden bahsetseydin keşke. Belki senaryoyu yazanlar bunu okuyordur. Onlar da eksiklerini bilmek ve düzeltmek isteyecektir.

    Beğen

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s