YAZAR : Şeyma BULUT 

Geçtiğimiz hafta Sipahi’ye oldukça vurucu bir sahneyle veda ettik. Canan ve Korkut Ali’nin yolları vurucu bir şekilde kesişirken Habtor Bin Said ise planlarını bir sonraki aşamaya geçirmişti bile. Hem polis hem de Sipahiler sonu belli olmayan bir yola çıktılar. Düşmanları global bir yıkım planı üzerinde çalışırken özellikle de Korkut Ali ve arkadaşları bu ipin ucunu yakalamak zorunda ancak Ali’nin peşine düşen güzel komiser Canan ve onun Habtor planları Sipahilerin işini pek kolaylaştırmayacak, benden söylemesi.

Korkut Ali görev bilinciyle yaşayan, hatta hayatı görev olmuş bir adam . Bu sebeple attığı her adımı hesaplayarak yaşıyor. Çok dikkatli olması, hızlı hareket etmesi ve tabii ki ne olursa olsun kimliğinin açığa çıkmaması lazım. Şimdi buraya kadar her şey tamam ama neden stadda kendini açığa çıkarmadı? En azından Canan’a devlet görevlisi olduğunu söylese belki daha fazla insanın hayatını kurtarabilirdi ancak çok daha fazlasının hayatına mal olacağını bildiği için Canan karşısında sustu. Ali ve arkadaşları çok büyük bir örgüt planının ve teröristin peşinde ve kimlikleri deşifre olduğu anda hem Sipahi oluşumu hem de Habtor’u ellerinden kaçırma ihtimalleri var . Bu sebeple Ali geriye çekildi çünkü bu adamların neler yapabileceğini çok iyi ve yakından biliyor. Bu yüzden kişisel düşünemez, hata yapamaz ve duygusal davranamaz.

Size Korkut Ali Türkoğlu ile ilgili en önemli analizimi söyleyeyim mi? Duygularını kontrol etmede tam bir profesyonel. Korkusunu, heyecanını asla belli etmiyor. Canan’la karşı karşıya geldiği o anda arkadaki teröristi öldürmekte zerre tereddüt etmezken, Canan karşısında da asla tereddüt etmedi. Özellikle de sorgu sahnesinde Canan ne kadar üstüne gıderse gitsin, kendisini saklamayı başardı. Özel bir ajan olarak bu hususta yetenekli olmasını anlıyorum ancak Ali bunu gözbebeklerine kadar yansıtarak yapıyor. Orada bir donukluk, hissizlik var ve bence bunun sebebi Ali’nin hem fiziksel hem de duygusal yaraları diye düşünüyorum.

Ali’nin gözlerindeki duygu kıpırtısını gördüğüm iki ayrı zaman var : Biri annesinin yanında, diğeri de geceleri tek başına kaldığında fark edilir oluyor. Özellikle geceleri gözlerindeki acı, kabuk bağlayan yaraların kanamaya başladığı o anlarda belli oluyor. Korkut Ali hala ağır yaralandığı, ölümden döndüğü o günü atlatamamış. Geçen hafta Ali’nin iş egosunun meslek aşkından ileri geldiğini söylemiştim. Aslında meslek de diyemem daha çok vatan aşkı demek daha doğru olur diye düşünüyorum. Ali’deki bağlılık, görev bilinci ve arkadaşlarına bağlılık o kadar ileri derecede ki arkasından kurşunlar sıkılsa da yaralı arkadaşlarını hastaneye yetiştirip, kendi hayatını, acısını görmezden gelecek kadar kendini adamış biri. Bu yüzden attığı her adımı görevi, hedefleri ve ülkesine olan sevgisiyle atıyor. Bu şekilde kendini işine adayan biriyle daha tanıştık bu hafta : Canan Doğan!

Canan Doğan, sert, cesur, şüpheci ve kendini işine adamış bir polis olarak çıktı karşımıza. Onu ilk olarak Berlin’de kız kardeşinin yanında görmüştük, şimdi de terörle mücadele komiseri olduğunu ve hatta işinde de gayet iyi olduğunu öğrendim. Habtorla ilgili daha ekibin bile ulaşamadığı bilgilere ulaşacak, orada kendine muhbir bulacak kadar da başarılı bir polis olduğunu düşünüyorum. Canan’la ilgili tek görüşüm elbette görevdeki başarısı değil aynı zamanda çok sert bir kadın. Hep bir gerginlik var üstünde ve aynı zamanda da oldukça şüpheci biri. Bir insanın bir günde bu hale gelmeyeceğini düşünüyorum ben bu yüzden Canan geçmişte ne yaşadıysa bugün hala etkisinde diye düşünüyorum. Özellikle de nedense bu etkilenmenim babasıyla alakası olduğunu düşünmeye başladım. İki haftadır Canan’la ilgili dikkatimi çeken en önemli husus bu, babasıyla asla iletişim kurmuyor. Ne olursa olsun bunu yapmaması kafamda bir soru işaretine sebep oldu ancak bir kanıya varmak için çok erken. Canan’ın şüpheci olduğunu söylemiştim ve onun bu durumu Korkut Ali’yle de karşı karşıya gelmesine sebep oldu.

Canan hayatını kurtaran güvenlik görevlisi bir gencin hayatını kurtarmasına minnet duyamadı ve onun peşine düşmeye karar verdi. Önce Berlin’de bir silahlı çatışma öncesi sonra da yine bir bombalı saldırıda karşılaştığı Ali’den sonuna kadar şüphe duyuyor. Bu sebeple sorgudan sonra peşine adam taktı. Bu da Canan’ın önüne konanla yetinmeyecek biri olduğunu gösteriyor. Ali onunla kedi fare oyunu oynarken Habtor’la ilgili çok önemli bilgilere de ulaştı. Buradan da Canan’ın sıradan bir polis olmadığını, çok daha özel biri olduğu sonucuna varabiliriz. Şimdilik Kokut Ali için risk olsa da bence Canan’ın çevikliği, bağlantıları ve zekasıyla Sipahilere çok yakıştığını söylemek zorundayım.

Sipahiler demişken, orada da ortam baya ısındı. Canan sayesinde öğrendikleri bilgilerle de Habtor üzerinde yeni bir plan kurmayı ve ona giden bir yol bulmayı başardılar. Yıldırım ve gençler için Habtor Bin Said’i yakalamak bir intikamdan çok daha önemli oldu. Onlarca insanın ölümüne sebep olan, zalim bir teröristi bulmak ve gerekeni yapmak zorundalar. Bu planın başında Habtor’un bir tek Yıldırım’la kişisel sorunu olduğunu düşünsem de sonrasında Korkut Ali ve arkadaşlarına saldıran teröristlerin başındaki kişi de yine aynı isim çıktı. Canan’la bir bağı var mı bilmiyorum ama nedense onun da bağlantısı var gibi hissediyorum. Neden diye soracak olursanız Canan polis özel harekat değil ya da istihbaratta çalışmıyor. Habtor gibi bir isme nasıl ulaştı? Adam Türkiye’de bile değil. Bu da bana Canan’ın da bir şekilde yolunun bu hainle kesiştiği fikrini veriyor. Bekleyip görelim ve anladığım kadarıyla beklememiz o kadar da uzun sürmeyecek. Sipahiler Habtor için sahaya indi ve Habtor’un izinin peşine düştü.

Habtor Bin Said’e ulaşırken aslında ekibin bir diğer üyesinden bahsetmek istiyorum : Ezgi. Şimdi onunla ilgili çok fazla bir veri yok elimizde ama bir göçmen olduğunu ve de duygularını saklamadan yaşadığını söyleyebiliriz. Korkut Ali, Canan, Kemal ve Yıldırım gibi değil, o. Aksine kendini, duygularını belli ediyor ve bu işine engel olmuyor diye düşünüyorum. Korkut Ali, Yıldırım ve Kemal ekibin vurucu gücü, metanetli adamları olsa da Ezgi de umudu, ışığı bence. O umut ona görevini yerine getirme hususunda hiç engel olmuyor aksine yardım ediyor diye düşünüyorum.

Ezgi’nin işbu hallerini özellike de Kemal’in yanında görüyorum. Onun yanında kendini asla saklamıyor, görevini yapıyor ancak Ezgi bu kadar değil. Kartal gibi bir dikkati var, gözünden hiç bir ayrıntı kaçmıyor. Olay yerinde birden fazla bomba olduğunu daha kimse söylemeden o direkt fark etmişti. Ekipte şimdilik çok baskın olmasa da çok önemli olduğunu düşünüyorum. Zira Ezgi dikkati ve ışığıyla içi karanlıkla dolan bu erkeklere meselenin bu kadar olmadığını gösterecektir, ben oldukça inanıyorum.

Ezgi ve Kemal Habtor’un adamlarını çözüp de Korkut Ali’nin getirdiği bilgilerle sırları açığa çıkarmaya başlayınca Habtor için düğmeye basıldı. Ekip olarak Suriye’ye geldiler. Ali geçmiş travmasının sebebinin Habtor olup olmadığını biliyor mu henüz emin değilim ama orada büyük bir risk alarak operasyonun en kemik ismi olarak sahaya çıktı. Şimdilik bir silah tüccarı olarak kendini tanıtsa da bilirsiniz planların en önemli özellikleri her zaman sekteye uğramalarıdır. Habtor Bin Said’i istedikleri noktaya çekmesine çektiler ama işler sandıkları gibi ilerlemeyeceğini ilk adımda gösterdi.

Ali ve Habtor anlaşmak için buluştuklarında onları kötü bir sürpriz bekliyordu. Canan da Habtor peşine düşüp oralara kadar geldi ve Ali’yi kötü bir ikilemde bıraktı. Bir tarafta operasyon devam ederken diğer yanda da polisler vardı. Ali’nin hızlı düşünmesi gerekiyordu ama bunu yaparken şüphe de uyandırmaması lazımdı. Yazının başlarında görev adamı, hayatını bu şekilde yaşıyor demiştim ve aslında bu dediğimin canlı ispatı bu sahnedir. Ali öyle bir hamle yaptı ki hem yanındaki adamların güvenini kazandı hem de polislerin ölmesine engel oldu.

Korkut Ali öyle bir cenderede kaldı ki o sahnede, ne yapsa ne adım atsa ya şüphe uyandırır ya da polislerin şehit düşmesine sebep olurdu. O arada yaptığı o tek hamle ile hem polislerin hayatını kurtardı hem de Habtor’un güvenini kazandı. Daha önce nasıl ki kendi canını hiçe sayarak arkadaşlarını kurtardı şimdi de aynı işi yine yaptı. “Size bir kişi daha vermeyeceğim!” bilincini sözsüz olarak o kadar güzel anlatıyor ki burada Kaan Yıldırım’a şapka çıkarmak lazım. Ali çok özel bir adam ve plan bozulmasım, teröristlerin peşinde olduğu şeyi çözüp bir sonraki aşamaya geçmek adına her şeyi yapmaya hazır. Ama işte felaketler başladı mı bitmez derler ya Ali’ninki de o hesap, Habtor ve adamlarının karşı taraftan aldığı arabadan çıkan kişi Ali’nin şok olmasına neden oldu: Canan.

Habtor kızı için doktor ararken, doktor olan getirilen kişi Canan çıkınca çarşı pazar karışacak gibi duruyor. Hem Ali’nin kim olduğunu bilen hem de Habtor’la bağlantılı olduğunu düşünme ihtimali olan bir polisin operasyonun tam ortasında olması Sipahiler için iyi değil. Ali şimdi hem Canan’a görünmemek hem de görevini başarıyla yerine getirmek zorunda kalacak ve anladığım kadarıyla bu pek de kolay olmayacak. Bir ipte birden fazla cambaz varsa ip kopana kadar dans etmek zorundasındır. Korkut Ali için sıcak saatler kapıda, benden söylemesi…

Bu haftalık da benden bu kadar, haftaya görüşmek üzere, sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s