YAZAR : Şeyma BULUT
Geçtiğimiz hafta Sipahi’ye heyecan dolu bir sahne ile veda ettik. Habtor’un peşinde olduğu silahların ve planların peşine düşen Sipahileri beklenmedik bir sürpriz karşıladı : Canan Doğan bir anda operasyonun göbeğine düştü hem de doktor olarak. Korkut Ali ve arkadaşları için plan artık iki yönlü bir şeye dönüştü. Hem Habtor Bin Said’in planlarını öğrenecekler hem de Canan’ı girdiği cehennemden tek parça çıkaracaklar. Çünkü Sipahiler geride adam bırakmaz.
Canan bir anda kendini Suriye’de, aylardır hakkında istihbarat topladığı adamın yanı başında buldu. Açıkçası ben Canan’ın bu kadar dirayetli bir kadın olacağını ve de bu kadar korkusuz biri çıkacağını tahmin etmemiştim. Zira onun durumuna düşen herkes biraz da olsa korku emaresi gösterirdi ama Canan korkmak şöyle dursun içine girdiği vaziyetten kurtulmak için sürekli ataklar geliştirdi. Yakalansa derisini yüzerlerdi ama ekip arkadaşlarına durumunu haber vermek için Habtor’un karısının telefonunu kullanacak kadar da cesaretli çıktı. Canan’ın sıradan biri olmadığı geçen haftaki yazımda söylemiştim ama bu hafta durumu daha da ileri götürüyorum. Canan görev odaklı biri olsa da bu adamlara olan koyu nefreti görev aşkının yanında yaşanmışlıkları hatta kayıpları olduğu hissini uyandırdı bende. Habtor ile konuşurken çok net, çok keskindi. Bu sebeple ben de Habtor gibi baya şaşırdım ve hatta hayran oldum diyebilirim. Ancak yine de Habtor’un Canan’ın kılığına girdiği doktora olan ihtiyacı, çocuğunu alıp götürmemesi baya garibime gitti.
Habtor ve Canan sahneleri bu hafta dinamiği en güçlü, karşılıklı akıl oyunlarıyla bezeli güzel sahnelerdi. Ancak benim dikkatimi başka bir şey çekti. Canan olmasa Habtor’la ilgili böyle bir ihtimal aklımın ucuna bile gelmezdi. Şimdi sesli düşünelim mi? Habtor Bin Said gibi bağlantıları çok güçlü, dünyanın dört bir yanından silah ve muhimmat getirebilecek durumda olan biri neden kızının tedavisini Suriye’de yaptırmak için inat eder? Toplantılar için Avrupa ülkelerine giden, istediği an istediği yerde olan bir adam bunu neden yapmaz? Hadi Türkiye’ye giremiyor, anlıyorum ancak Canan’la yaptığı konuşmalardan başka çaresi olmadığı gün gibi ortada. Bu da bu teröristin sıradan biri olmadığı fikrini benim aklıma soktu şimdi ne yalan söyleyeyim?
Habtor Bin Said ile ilgili hala elimde çok veri yok ama ülkemiz ile ilgili korkunç planları olan bir terörist olduğunu anladık. Yok etmek, paramparça etmek istiyor. Bunun nedeni olmaz belki ama onu bu hale ne getirdi ben merak ediyorum açıkçası. Özellikle de kızını herkesten saklaması, Suriye’de tedavi ettirmek zorunda kalmasının sebebini düşündükçe aklıma bir tek şey geliyor. Habtor’un ailesinden kimsenin haberi yok. Yani onun bir ailesi, bir çocuğu var ama en yakın adamları dışında bence kimse bilmiyordu. Hatta ben bunu Yıldırım’ın bile bildiğinden şüpheliyim ancak Canan bu bilgiye ulaştı. Bir silah ticareti için yanına sızdıkları adamla ilgili büyük bir bilgiye eriştiler ve de bu bilgi, hastalık durumu işi çok başka boyutlara taşıdı. Sipahiler ve Habtor Bin Said arasındaki gizli mücadele artık gizli olmaktan çıktı ve sanırım bu oyun daha yeni başlıyor.
Sipahiler, Suriye’ys geldiklerinde Habtor ve yandaşlarının planlarını öğrenmeye odaklandılar. Özellikle de bu iş için savaş alanın göbeğinde Korkut Ali görev aldı. Yaptığı hamlelerle Habtor’un kendisine hayran bırakan Ali bu görevi başarıyla tamamlarken hem Habtor’un ailesini hem de büyük bir yıkımın peşinde olduklarını öğrendi. Bence bu büyük yıkım planın ta kendisi olmayabilir. Sanki daha da büyük bir amaç var ve bu amaç için silahlar sadece aracı olarak kullanılıyor. Yoksa planın kendisi olsa ne Ali ne de yanlış silah getiren adam hayatta kalmazdı diye düşünüyorum.
Korkut Ali gizli operasyona gönderildiğinde aklında sadece ona verilen görevi yapmak vardı ancak o hiç bir zaman bununla yetinmedi. İlk bölüm analizimde size liderlik vasıflarını taşıdığını söylemiştim. Bence Ali, olaylar karşısında planları esnetmesi ile de seçilmiş biri oldu diye düşünüyorum. Zira aslında ona sadece bilgi toplama üzerine bir görev verildi ancak o, hem bilgiyi getirdi, hem Canan’ı iki kez ölümden kurtardı hem de Yıldırım’ın ihtiyacı olan her şeyi ona altın tepside sundu. Bence Korkut Ali geleceğim Yıldırım Bozok’u, zaten onunla sürekli münakaşa etmesinin sebebi de bu. İkisi de aynı kandan olunca bir ipte iki cambaz oynamıyor.
Az önce ikisi aynı ipte oynamıyor dedim ya aslında durum o kadar basit değil. Bence Yıldırım da Ali’de kendisini görüyor. Görmese ona bu kadar güvenmezdi diye düşünüyorum. Görev boyunca ben Yıldırım’ın Ali’ye ne kadar güvendiğini de gördüm. Onun attığı hiç bir adımı kontrol etmedi, sorgulamadı ve söylediği her şeyi direkt kabul etti. Yani ona yeni yetme biri gibi davranmıyor. Aksi halde böyle bir operasyonun göbeğine onu tek başına yollamazdı. Ali ise kendisinden ötürü bunu hala fark etmiş değil. Hala Bozok’a yaşlı esprileri yapıyor ama en azılı teröristin bile adını duyunca korktuğunu görünce “Ah be Ali o kadar da değil sanki!” deyiverdim, ne yalan söyleyeyim.
Yıldım Bozok değişik bir adam, geçmişi sırlarla dolu ancak yavaş yavaş onu anlıyorum. Mesela onun hiç bir şeyi şahsi görmediğini düşünüyorum. Aslında önceleri karısının intikamı için böyle kin dolu olduğunu düşünüyordum ama bence Yıldırım bu kadar sığ biri değil. Bir kere vatan, bayrak onun için her şeyden önce geliyor. Zaten aksi olsa, elindeki imkanla o çiftliği basar, Habtor’un kafasına sıkıp dönerdi. Ancak o bekledi, araştırdı ve Habtor’un planının peşine düştü. Yıldırım Bozok sorgudayken de oldukça sakindi ancak o sorguda biz de çok şey öğrendik. Bozok basit bir istihbaratçı değil. Bence nam salmış, belki yüzlerce belki de daha fazla hayata kimsenin haberi olmadan dokunmuş biri ve Habtor’un da küçük bir şeyin peşinde olmadığını biliyor. Bu yüzden de hem planın ne olduğunu öğrenmek hem de bunu engellemek için kendini gözünü kırpmadan feda edeceğini görüyorum. Yine de kızına ne olduğu ve neden görüşmediği bende hala muamma. Adını bile anmıyor. Konuşmalardan hala hayatta olduğunu öğrendim ama fazlasına ihtiyacım var.
Yıldırım her ne kadar büyük bir kahraman olsa da bu sefer tek başına değil. Arkasında koca bir ekip var. İnanmış bir grup insanla çok şey başaracaklarını düşünüyorum. Ayrıca bu hafta Yıldırım’ın Canan’ı geride bırakmamak için kendini Habtor’la göstermesini çok asil buldum. Aralarında gizliden götürülen bu kedi fare oyunu bir anda değişti. Canan tek başına kurtulacağını düşünürken kendisi için gelen bir sürü insan gördü karşısında. Özellikle içlerinden birinin kafayı taktığı güvenlik görevlisi olduğunu öğrendiğinde neler olacak merak ediyorum.
Sipahiler Canan’ı kurtardı ancak ona yüzlerini göstermek istemedi. İstihbarat teşkilatlarının gizlilik esaslarını biliyorum ama Canan Habtor’u kıskıvrak yakalamış biri, Korkut Ali ondan daha ne kadar saklanır işte onu zaman gösterecek. Şimdilik onu uyutarak kendilerini sakladılar ancak Canan Doğan onların bilmediği bilgiye bu kadar kolay ulaştı, acaba diğer bilgilere ulaşması ne kadar zamanını alır?
Canan’ı kurtarırken Habtor ve Yıldırım sonunda karşılaştılar. Yıldırım’ın yüzünde öfke, Habtor’unkinde ise korku vardı. Ben de olsam ailesini yok ettiğim birini gördüğümde hele ki beni öldürmeye ant içmiş birini gördüğümde korkardım ama o bakışmada bundan fazlası var. Zamanı geldiğinde göreceğiz ancak bu ikisinin geçmişi sandığımızdan daha karmaşık geliyor bana, bakak, görek artık.
Bu haftalık da benden bu kadar, haftaya görüşmek üzere, sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.
.