YAZAR : Simay DEMİR
Bir insanın sizin için doğru kişi olduğunu nerden anlarsınız? Size karşı davranışlarından, sarf ettiği sözlerden yahut ilgisi ve sevgisinden mi? Muhtemelen herkes için bu sorunun cevabı farklıdır ama benim için karşımdaki kişi ben nasıl biri olursam olayım beni yaptıklarımdan dolayı yargılamayıp anlamaya çalışıyorsa, kararlarıma müdahale etmek yerine saygı duyuyorsa, ortak bir payda da buluşabiliyorsak o kişi benim için doğru insandır demektir. Devin babasının evinden, o sofrada kalktığında ne düşündü bilmiyorum ama Aslan’a hayran hayran baktığı o an Aslan’ın onun için en doğru insan olduğuna karar verdi. Bu yüzden hiç düşünmeden, tereddüt dahi etmeden ardından koşup gitti ve asla yapmayacağını söyledi şeyin aksine ona evlenme teklifi etti.


Devin babasına duyduğu tüm öfkeye, kızgınlığa rağmen babasıyla karşı karşıya geldiğinde ona sarılmak istedi. Fakat babası ona öyle yabancı ki Devin yaptığını söylediği her şeye rağmen hala içinde ona karşı özlem besliyor. Bunu gerginlik olacağını bile bile doğum gününe gitmesinden de, onu karşısında gördüğünde afallayıp eli ayağına karışmasından da çok iyi anlayabilmek mümkün. Bence bir insan ne kadar sevilirse sevilsin anne babanın sevgi ihtiyacının yerini hiçbir şey dolduramıyor. Bunu Devin’in o sofrada gözlerine bakan, o sofradaki sitemini duyan herkese de, danışmanlarına seans uygularken yaptığı konuşmaya tanık olan da çok net anlar. “Ailenin yarattığı boşluğu bir başkası doldurabilir mi?” Zaten bu yüzden Aslan’dan ayrılmak istedi. Çünkü Aslan’a da dediği gibi Aslan onu annesine gövde gösterisi yapmak için götürmüştü. O ise içindeki o büyük boşluğu kapatmak için birlikteydi onunla. Bunun böyle olduğunu düşündüğü an ayrılmak istedi ama Aslan’ın onu babasının sofrasında bile yalnız bırakmayacağını anladığı an vazgeçti bu kararından. Peki gerçekten Aslan onun için doğru kişi mi?

telefonun yüzünü tanımayacağı bir hale getirmişti. Ama amcası o kadar baskı kurmasına rağmen fiziksel hiç bir zarar vermedi kendisine. Devin ona kafa attı adamın tek fevri hareketi olmadı ona karşı. Zira Devin de artık başka onun için. Aslan, Devin’e baktığında kendi yaralarını görüyor. Kendi acılarına şahit oluyor. Babası tarafından görmezden gelinen, takıntılarıyla kendini hasta etmiş bir anne ve sorunlu bir kardeş. Aslan kendi ailesinin yansımasını gördü bu kadında. Kalp kendinden olanı tanır derler ya, Aslan da öyle kapıldı bu kafası biraz kırık, biraz da deli olan dünyalar güzeli Devin Akın’a.





Hülya’ya onu gayet iyi çözdüğünü göstermesi çok hoşuma gitti. Erkek çocuklarının özellikle şiddete meyilli erkeklerin sorumlusunun oğlan çocuğu düşkünü anneleri olduğunu yüzüne çarparken aslında aba altından sopayı da gösterdi. Devin öyle iki tehditle kaçacak bir kız değil, Hülya da vazgeçecek biri değil. Bu savaş daha yeni başlıyor ve bence Hülya’nın bu egosuyla kazanan olması mümkün değil. Bı sebeple tüm gücüyle onları ayırmak için uğraşacak diye düşünüyorum.




Aslan zor, ailesi daha zor… Devin ise bir amazon! Neler olacak görelim!
O zaman bu haftalık da benden bu kadar, haftaya yeniden görüşmek üzere.
excellent review
BeğenBeğen