YAZAR :Şeyma BULUT 

Bu dünyadaki en kötü hislerin başında arada kalmışlık hissi gelir. İnsan kendisini bir cenderede gibi hisseder ve sonra içine düştüğü sıkılmışlık hissinden bir türlü kurtulamaz. Sadi uzun zamandır bu durumda değildi, yeni hayatına ayak uydurmuş gibi görünüyordu ancak durum pek de öyle değil diye düşünüyorum. Bir insan varoluşundan, onun getirdiği sorunlardan kaçarak ya da baskılayarak kurtulamaz. Ancak onları ileri bir tarihe erteleyebilir. Sadi kaçtığı hayatına bile isteye geri döndü, o ateşten gömleği yeniden giydi. Başarısız olursa yakacağı tek kişi kendisi olmayacak.

Sadi bir süredir ikili bir hayat yaşıyordu. Bir tarafta o vefakar coğrafya öğretmeni, diğer yanda da yılan ekibiyle karısını korumak için sürekli operasyonlara katılan ama daha çok danışman görevi gören adam vardı. Ancak artık bir şeylerin değiştiğini hissediyorum. Hala karısını her şeyden çok sevdiğine, korumak için elinden geleni yapacağına eminim ama köprüde Taylan’ın kartal ateşi fısıltısının ardından bir şeylerin başladığı hissine kapılmıştım. Sadi’nin suç örgütleri çerçevesinde her şeye sessiz kalmaya başlaması, savcı ile bakışarak anlaşması, toplantılarda hep dışarıya bakarak konuşması falan derken çok bariz bir değişim geliyordu ve bence artık kimsenin hayatı eskisi gibi olmayacak diye düşünüyorum.

Gazino baskını ardından kartal ateşi kolyesini gösteren de Sadi oldu. Savcı da oradaydı ama o kolyeyi gösteren, karşı istihbarat olduğunu düşündüğüm kişinin başıyla selam vermesiyle bu operasyonun tamamen Sadi’yle ilgisi olduğu gün gibi ortada. En başından beri iki ayrı operasyon şeklinde karşımıza çıktılar. İlki yılan diğeri kartal ateşiydi. Yılanın amacı Servet’ti ancak biz bu hafta bir de masa olduğunu öğrendik. Servet’in de dahil olduğu bir masa var ve burada çarşı pazar baya karışacak gibi duruyor.

Servet ve Sadi arasında bir savaş başlamıştı. Sadi işkence gördüğü anlarda Servet’i tehdit etmiş, Servet ise Sadi’yi ciddiye almamıştı. Karşısındaki adamın sıradan biri olmadığını anlasa da nam-ı diğer 7Emin ile muhatap olduğunu bilmiyordu. Sadi eski hayatından dostlarının selamıyla yeniden eski haline dönerken nedense bunun bir kerelik bir durum olmadığını, tam anlamıyla Sadi’nin kartal ateşini yaktığını ve İstanbul ile Ankara çatışması ortasında tüm suç örgütlerine karşı koz olarak kullanılacağını düşünmeye başladım. Açıkçası Sadi’nin olan onca şeye rağmen, şu andaki hayatını tek kalemde silerek eskiye döneceğini düşünmüyorum. Mutlaka ki bu işte savcının bir parmağı vardır ki bunu daha önce de söylemiştim.

Hatırlıyor musunuz Ahmet Başsavcı ile ilk tanıştığımızda organize suç örgütleriyle alakalı büyük bir operasyon hazırlığında olduklarını, bunu kimsenin bilmediğini, özellikle Ankara dahil emniyetin ileri gelenlerinin bu operasyonda Sadi’yi istediklerini öğrenmiştik. Ancak sonra bu konu hiç açılmadı ta ki organize şube Servet ile tanışana kadar. Servet’in bağlı bulunduğu masa, Sadi’nin Servet ile tanışmasının ardından çeteler arası çıkan mücadele, Servet’in gücünün sınırları ve tam bu savaşın ortasına eski ismi, mevkisiyle katılan 7Emin neler yapacak? Öncesinde sadece koruma görevindeyken şimdi tam olarak operasyonun beyni, kumandasındaki insan olarak bu ikili hayatı nasıl idame ettirecek? İşte ben burada oldukça fazla karışıyorum.

Sadi, 7Emin olduğu hayatından kendi isteğiyle çıktı yani onu kimse zorlamadı. Öğrencileriyle kurduğu hayattan da onlara bir şeyler öğretmekten de, onların hayatına dokunmaktan da gayet mutlu görünüyor. Dahası kendi evinin içinde de kurduğu bir dünyası var ve Sadi orada da çok mutlu. Bebeği olmasını hayal ettiği bir ailesi, yuvası var mesela, aşık olduğu bir karısı var. Sadi şimdi sahip olduğu her şeyle çok mutlu ancak ondan istenen görevi de yerine getirmek isteyecek. Peki bu defa gireceği ikili hayat, Sadi’nin hayatında nelere mal olur? Ya da bir şeyleri kaybetmesine sebep olabilir mi? Bence olabilir. Zira bu durumdan Songül’ün haberinin olmaması enteresan diye düşünüyorum.

Songül, her şeyden habersiz organizenin yeni operasyon toplantılarına kocasıyla katılıyor ancak Sadi’nin müthiş bir sessizliği var. Mesela Sadi ne zamandır bu kadar sakin bir adam oldu? Hadi savcının yanında sesi çıkmaması normal de Songül’e de belli etmeme çabası sadece “bak kıskanmıyorum” göstermesinden ileri gelmiyor bence.

Songül’ün Sadi’siz katıldığı operasyonları bir düşünsenize, hep bu yılan ve kartal ateşi dışındaki operasyonlardı. Kaldı ki Sadi onlara bile bir şekilde müdahil oldu. Aslında her şey her defasında Sadi nasıl istiyorsa öyle oluyor gibi gelmiyor mu size de? Sadi en başında, daha hiç bir şey yokken Songül’ün bu operasyonlarda olmasından taraf değildi. Şimdi de bir şekilde Songül’ün etrafında etten bir duvar ördü, onu herkesten koruyor ve operasyonun en kanlı kısmına kendisi dahil oldu. Peki Songül tüm bunları öğrendiğinde neler olacak? Gelin biraz bunu konuşalım.

Songül zorlu geçen bir hayatın ardından yeniden aile olmanın sevincini yaşıyor. Çok sevdiği bir kocası, kardeşim dediği Yaver’i var. Sabah onlarla kahvaltı yaparken geyik yapmayı, şakalaşmayı, hayatı paylaşmayı çok seviyor. Sadi’nin yanında olması, ileride doğacak çocuklarını birlikte büyütme hayaliyle yaşıyor. Şu anda ne Sadi’nin dönen düşmanlarından, ne de 7Emin’in sahalara döndüğünden haberi var. Bütün bunların Songül için biraz fazla olabileceğini düşünüyorum.

Songül daha önce saklanan sıralara ve yalanlara verdiği tepkiyle bu durumu normal karşılamayacağının da işaretini vermişti ancak bu defa daha farklı olabilir. Hatırlıyor musunuz Songül, Sadi’yi senin yeni hayatına zarar veriyorum diye terk etmişti. Çok da haklıydı. Sadi şu anda tam da Songül’ün o korktuğu çizgide ve buradan geri dönüş yok, kartal ateşi yandı. Songül, Sadi’nin hep merhametli yanına, onu herkesten fazla düşünen haline aşık oldu. Hayatını o adamla birleştirdi ve şimdi Sadi’nin girdiği yol en çok da emek emek kurduğu yuvalarının üstüne karanlık gibi çökebilir. Sadi’nin değişeceğini sanmıyorum zaten olduğu gibi davranıyor ama bu savaşta meydandaki tek asker olarak hayatta kalabilecek mi? Ya da bunu yaparken Songül’ü her şeyin dışında, o saf, huzurlu yuvasında nasıl tutacak? Sonuçta Songül aptal biri değil, bir süre sonra Sadi’nin nelerle uğraştığından şüphelenecek, belki de yine peşine düşecek. Nasıl ki Sadi bir zamanlar Songül’ün organizeye girmesini, tehlikeli bir hayatının olmasını istememişti, Songül de bu 7Emin işini istemeyecek diye düşünüyorum. Bu da belki şimdi değil ama ilerleyen zamanlarda ilişkilerinde bir çatışmaya sebep olacak belki de radikal kararların alınmasına sebep olabilir.

Sadi bir yanda dengede durmaya çalışırken diğer yanda da Songül ile eksik olan yanlarını toparlamaya çalışıyor. Mesela daha önce Songül onun hediyesini reddetmişti ama şimdi yeniden ona hediye almak istedi. Sadi, Songül’e dünyaları vermek istiyor. Ancak bilmediği, fark etmediği Songül’ün tek dünyasının kendisi olduğu gerçeği diye düşünüyorum. Songül, Sadi’nin başına bir şey gelirse çok zor devam eder. Bu yüzden Sadi’nin yeni girdiği yol umarım o huzur buldukları evlerine zarar vermez ancak Sadi’nin başına bir şey gelirse ne kurdukları o taştan binanın ne de hayallerinin bir değeri kalmayacak zira bir evi güzelleştiren içindekilerdir. Songül’ün en büyük hazinesi kocası ve şu anda görev arkadaşları dahil o yuvayı başına yıkmak üzere ve bence Songül her şeyi öğrendiğinde sırf bu çete savaşları yüzünden arkadaşları, güvendiği insanlar tarafından yarı yolda bırakılabileceği düşüncesinde de bürünebilir diye düşünüyorum.

Sadi yeniden başladığı noktaya döndü. Aslında ilk bakışta bir kereliğine mahsus sanıyordum ama öyle değil. Sadi’nin savcının radarından uzak tuttuğu tek kişi Yaver. Nedense aylar sonra kendisi olarak girdiği ilk toplantıda her anında yanında olan sağ kolu yok. Ben Sadi’nin bu işe savcıdan habersiz gireceğini düşünmüyorum. Nedeni de basit, yeni hayatında yaşamaya devam etmek istiyor, Servet’in de dahil olduğu bir toplantı savcı için kaçırılmaz bir fırsat olur, Sa de ona bunu altın tepside sunmuştur bence. Aksi halde yaptığı tüm anlaşmalara aykırı hareket ederek içinde olmaktan mutlu olduğu hayatını da riske atmış olur. Sadi bunu yapmaz. Bu sebeple kartal ateşinin alevini zaten yakan Sadi, büyük ihtimalle bu hamle ile operasyonu da başlatmış oldu.

Servet’in dahil olduğu büyüklerin masası, çıkan savaş, operasyonun hayati riski yüzünden Sadi var gücüyle Songül’ü bu işin dışında tutmak isteyecektir diye düşünüyorum. Zaten hiç bir zaman onun bu işlere dahil olmasını istememesi de düşünecek olursak, uzun bir süre bu durumu gizli tutmak bile isteyebilir gibi geliyor ama tabi bekleyip görmek lazım gerisini… Sadece tek bildiğim benim bildiğim Sadi, Songül’ü o ahşapta tek başına hiç bir koşulda bırakmaz, her şeyin sonunda birlikte çok mutlu olacaklarına eminim.

Gelsin Hayat Bildiği Gibi’de artık yeni bir döneme giriyoruz. Bir sürü sır yer altından çıkmaya hazırlanıyor. En büyük sır ise Sadi’nin yanı başında, tüm hayatını değiştirecek güçte bir sır : Mert! Asuman’ın anlık şüphesi onu hakikate ulaştıracak mı göreceğiz. Sadi, Mert’i öğrendiğinde neler olacak işte ben onu çok merak ediyorum.

Bir diğer merak ettiğim şeyse Sadi ve Songül’ün herkese, her şeye meydan okuyan aşkları tüm bu ölüm ve sır dolu olayların içerisinde gücüyle neleri iyileştirecek? Ben şahsen birbirine mucizeleri getiren bu çiftin en sonunda sevdikleri herkesi o ahşaba bindirip, mutlu edeceklerine eminim.

O ahşap hepimizi taşır….

Bu haftalık da benden bu kadar, haftaya yeniden görüşmek üzere, sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s