Sen Benim Nefesimsin Efnan! (Aziz, 10.bölüm)

YAZAR : Şeyma BULUT 

Bu hayattaki en nadide duygunun sevgi olduğuna inanıyorum, ben. Aşk, nefret gibi iki yoğun ve tehlikeli duygudansa benim tercihim nahif, narin sevgiden yana. Sevgi incitmez, üzmez kırmaz ama bazen onu bilmeyen bünyelerde bazı sorunlara sebep olabilir. Aziz Payidar… Herkesin sevgilisi, kıymetli Aziz Bey ile ilgili her hafta yeni bir bilgiye ulaşıyorum, bu hafta bir şey daha öğrendim : Aziz gerçek sevgi nedir bilmiyor ve daha da acısı hala ortak bir hayat nasıl yaşanır bunlardan asla haberi yok, bu yüzden de bu hafta hata üstüne hata yaptı.

Aziz’i bu hafta izlerken hem çok üzüldüm hem de kızdım. Üzüldüm çünkü karşımda sevgiyi sadece korumak sanan, hayatını paylaşmayı dahi bilmeyen bir adam vardı. Düşünsenize Efnan’ı nefes alamayacak kadar seviyor ancak o sevgiyi nasıl yaşayacağını ve dahi taşıyacağını bilmiyor. Aziz’in gözünde Efnan saf ve narin, hatta kırılabilir biri çünkü öyle görmek istiyor. Halbuki karşısındaki kadın özgür olmak için kendisi dahil yedi düvele kafa tutmuş, babasına, zorla evlendirmek istedikleri adama hatta Pierre’e bile karşı dimdik durmuş, güçlü bir kadın. Efnan böylesine güçlü biri ama Aziz bunu bir türlü görmek istemedi. Ona göre Efnan narin korunmaya muhtaç, sürekli solması muhtemel bir kır çiçeği olduğu için  onu korumak için çabaladı, uğraştı ve bu uğurda maalesef en çok da incinmesinden korktuğu kızı yaraladı. Efnan kendisine baba değil yol, hayat arkadaşı, yoldaş arıyor. Aziz’se hayatındaki her şeyden Efnan’ı uzak tutarak sadece ına sevgi göstermeyi de aşk zannetmesi bir noktadan sonra beni fazlasıyla sinirlendirmeye başladı.

Aziz’in Efnan’a olan aşkına kefilim, ben. Onu öyle güzel seviyor ki dokunmaya kıyamıyor, gözlerinin içine bakarken kayboluyor ama sevgi sadece dokunmak, korumak değildir. Güven ister mesela… Aziz, sadece halı dokuma işinde bile Efnan’ın nasıl becerikli olduğunu, arkasını döndüğünde bile güveneceği birinin olduğunu gördü. Ona kızgın olsa da, çocukça duygulara kapılmadı Efnan, tam tersine canı yansa da yanında oldu. Bey efendi Dilruba ile konuşurken hayatımda her şeyi ona sorarak karar veriyorum dese de uygulamada ben bunu göremiyorum. En basitinden babasıyla ilgili durumu hayat arkadaşıyla paylaşması gerekirdi diye düşünüyorum ama yapmadı. Anlıyorum Efnan’ı üzmek istemedi ama böyle yaparak sevdiğini iddia ettiği kadını hayatından uzaklaştırdığını düşünüyorum. Açıkçası bu durumu ben çok yadırgadım hatta bana Aziz’in sevgisini bile sorgulattı.

Aziz kırmızı rengi, fikrimin ince gülünü, dans etmeyi çok seviyor. Bunu ben değil Dilruba, Efnan’a söyledi. Sonrasında elbise ve dans sahnesinde de iyi niyetli (?) kadını gördüm. Bölüm boyunca Aziz’i anlattı. Efnan da öylrcr dinledi, yapmaya çalıştı o söylenenleri. Ama hep bunları dile getirdik! Hep Aziz’in istekleri, sevdiklerini konuşuyoruz ama ben Aziz’in kırlarda dolaştığını görmedim. Siz gördünüz mü? Halbuki Efnan çok seviyor. Neden Aziz beyin sevdiği şeyleri Efnan öğrenmesi lazım da beyimizin böyle dürtüleri yok!

Şimdi itirazları duyar gibiyim, Aziz Efnan’ı seviyor, aşık sen ne diyosun diye? Evet çok seviyor, hatta onsuz nasıl devam edeceğini bile bilmez hale geldi. Ben Aziz’in bu duyguları ilk kez yaşadığını düşünüyorum yani duyguları Dilruba’ya bu kadar yoğun değildi. Efnan için mösyönün evini basan adam Adem’i tutardı ama yapmadı. Bu sebeple Efnan’ın yeri çok ayrı ki eskiden herkes kendi istediği gibi davransın isteyen Aziz, seni rahatsız eden şeyi yapma dedi Efnan’a, yani onun kendisi için istemediği şeyi yapmasını istemiyor ancak ona tercih şansı vermemesi yüzünden kendisiyle çelişiyor diye düşünüyorum. Aziz’in artık Efnan’ı kendine eş görüp, hayatını her şeyiyle paylaşması, Efnan’ın da hayatına dahil olması lazım bence. Aşk böyle bir şeydir.

Efnan hayatında ilk kez bu kadar mutluydu. Sevdiği adam sonunda onu görmüş, evlenmeye karar vermişler, hayatında her şey belki de hiç olmadığı kadar yolundaydı. Aziz’in her şeyi ondan sakladığını bilmeden, Dilruba’ya rağmen mutlu bir şekilde nişanına hazırlanmaya devam ediyordu. Efnan böyledir işte, kötü günleri unutup yeniden umuda bağlanması anlıktır. Tertemiz, hayata hep umutla bakan gözleri ve oldukça saf bir kalbi var. Bunların yanında çelik gibi bir kadın Efna; güçlü, cesur ve sevdikleri söz konusu olduğunda dünyaya karşısına alacak kadar da gözü kara bir insan. Hatırlarsanız Aziz için celladına bile evet demiş, işkence görmesine rağmen o caniye başını eğmemişti. Aziz’in gözünde bir korunmaya muhtaç bir kız olsa da Efnan’ın nasıl bir kadın olduğunun biri oldukça farkında : Dilruba!

Bu hafta Dilruba ve Efnan sahnelerini tırnaklarımı yiyerek izledim. Dilruba, Efnan’ı sevmiyor, iyi olsun istemiyor ve her lafını da aslında onun canını yakmak için sarf ediyor. Yani Efnan ve Aziz mutlu olsun diye o bilgileri vermedi. Zaten vermesi de gerekmez. Dilruba’nın Efnan’la ilgili hislerinin olumlu olmasını asla beklemiyorum ve anlıyorum da… İnsan aşık olduğu adamın sevdiği insana iyi duygular besleyemez. Dilruba, Efnan’ın yanında bambaşka bir Aziz gördü ve iyiden iyiye kendinden geçti. Efnan’a o bilgileri “Yanındaki adamı senden iyi tanıyorum!” demek için verdi aksi durumda nişanda Aziz’in neden gitmek zorunda kaldığını söylemesi lazımdı ama söylemedi. Üstüne Efnan’ın küçük düşmesi, babasının gelmesi derken Efnan yine tek başına, en tanıdık kabusunu yaşadı ve sanırım bu sebeple her zamankinden farklı incindi diye düşünüyorum.

İçimdeki kurdu söylemezsem olmaz : Dilruba ne zaman Efnan’a yaklaşsa kızın başına gelmedik kalmıyor. Umarım bu sefer payı yoktur diye düşünüyorum ama nedense o adamın gelişine bir tek o şaşırmadı. Yine Efnan’ın en güzel anını mahvetmediğini düşünmek istiyorum.

Efnan nişanda olanlardan çok etkilendi. Şimdi başına ilk kez gelen bir olay olmasa da bu sefer durum farklıydı. Olaylar Efnan’ın nişanında, onun en özel gecesinde oldu ve bu yüzden Efnan çok incindi. Pierre ile karşılaştığında ondan yardım istemesi de tamamen kendisini koruma, o dünyada ayakta kalmak istemesinden dolayı diye düşünüyorum. Bu yardım çağrısından ötürü de ben Efnan’ın Aziz’i terk etmediğine eminim. Aksine onun dünyasına ayak uydurmak, ayakta kalmak istiyor ve bu yüzden her şeyi öğrenmek için çabalayacsk diye düşünüyorum. Efnan kendi dünyasında ayakta kalmanın yolunu bulmuştu, burada da bulacak bence ki benim tanıdığım Efnan ilk darbede yıkılmaz.

Efnan zaten sadece babasının gelmesine sinirli değildi. Asıl öfkesi iki gün sonra evleneceği insanın hiç bir şeyini bilmemesi, Aziz ve Dilruba arasındaki sırlar onu kahreden bence. Şöyle ki :

Dilruba, Aziz’le ilgili her şeye vakıf. Yıllarını birlikte geçirmiş iki insan için bu normal olsa da bu sırdaşlığın dışında kalmak Efnan için ağır olmaya başladı. Aziz hala Dilruba’nın niyetinin farkında değil bence yoksa Efnan’ın nişanında kendisi de Aziz’in en sevdiği rengi giyip üstüne gelmezdi değil mi? Aziz’in artık o kadar umurunda değil ki bunları fark etmiyor ama etmesi lazım. Bu niyeti görmediği sürece hayatı hep tepetaklak olur, başrolünde de Dilruba yer alır. Bu sırrın ifşasında Dilruba’nın savunulacak tek bir yanı bile yok bence. Açıkçası Aziz’i adam gibi hazırlamadan, Adem’e bile sormadan bildiklerini Aziz’e anlatması iyiliğinden, aşkından değildi. Böyle sevgi olmaz. Aziz’in amcasına gideceğini de yapacaklarını da biliyordu en azından tahmin ediyordu ama yine de söyledi. Şimdi size soruyorum, sevgi bunun neresinde? Ben göremiyorum da…

Aziz duydukları karşısında, mektubu da okuyunca deliye döndü ve çekti gitti. Şimdi size soruyorum ben, hadi gerçekleri anlattı Dilruba Hanım, neden Efnan’a söylemedi? Halbuki bu durumda Aziz’i durduracak tek kişi de Efnan’dı ama yine de söylemedi. Üstüne kıza sana söylemem doğru olmaz diyerek iyice pişmiş aşa su kattı. Bundan sonrası ne olur bilmiyorum ama Aziz’in ailesiyle girdiği yol herkese çok ağır bedeller ödetecek gibi gelmeye başladı.

Aziz amcasıyla arasını açarken diğer yandan Adem’le yeniden el sıkıştı. Adem, sevdiği kadını kaybetmemek uğruna Aziz’le ortak olurken bana oldukça samimi geldi. Galip’in onu sürekli yok sayması, etrafındaki herkesin onu dışlaması bir yana Adem hala can dostunu özlüyor diye düşünüyorum ama her şey bir anda tepetaklak oldu. Aziz ve Adem’in el sıkışması ve Galip’e karşı iş birliği yapmaya karar vermesi bölünme riskiyle karşı karşıya kaldı. Zira Dilruba söyledikleriyle bir çuval inciri berbat etti ve sanırım bazı şeylerin dönüşü de olmayacak.

Aziz ve Galip Dilruba sayesinde sonunda karşı karşıya geldiler. Yaşanan yüzleşme sonrasında Aziz kendisini kaybetmiş gibi çıktı amcasının karşısına, ne varsa haykırdı! Bence bu durum Aziz’in asıl mücadelesine de zarar verecek diye düşünüyorum. Çünkü eli kanlı bir insanı kim, neden takip etsin?

Aziz meydanlara inip, halka seslendi! Onlara umut oldu, ellerinş tuttu, birlik olma yolunda ilerlemeleri için konuştu. Halkın gözünde neredeyse yarı kahramana dönüştü. Peki şimdi ne olacak? Aziz’in anlık yaşamamayı ve öfkesine hakim olmayı öğrenmesi gerek. Umarım bu işin bedelini koca bir şehir ödemez…

Bu haftalık da benden bu kadar. Haftaya görüşmek üzere, sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.