Sana Güvenmiyorum (Gizli Saklı, 2.bölüm)

YAZAR :Şeyma BULUT

Güven diyorum azizim, bu hayattaki tüm ilişkilerin mihenk taşıdır. Bana sorarsanız başarının bile anahtarıdır zira güvenin olmadığı yerde endişe, kaygı vardır. Pamir ve Naz ölümüne çıktıkları bu yolda birbirlerine güvenmediler ve bakın neler neler oldu.

Geçtiğimiz hafta Gizli Saklı’ya vurucu bir sahneyle veda ettik. Tarık’ ın şebekesinin akılcı  oyunuyla evdeki silah deşifre olmuştu ve bu oyun kendi içinde tıkandı derken bir tarafta Pamir ve Naz diğer yanda Tarık ve Adem arasında bir kedi fare oyunu başladı. Kedi eğer karnı toksa avıyla oynar ya, iki taraf da birbirleriyle aynı şekilde oynadı. Bu oyun Pamir ve Naz için çok daha zordu zira Pamir, Naz’a güvenmiyor ve bir ortaklıkta Güven yoksa bu iş birliği ne kadar sağlam devam eder? İşte o konuda ciddi şüphelerim var.

Pamir ve Naz ortaklığı ne yazık ki şu anda sallanıyor. Şu anda bunun en büyük sorumlusu da Pamir’den başkası değil. Karşısındaki insana güvenmiyor ve bunu da her fırsatta dile getirdi. Karşısındaki insanın çömez olduğunu dalga geçmek için hatırladığı kadar operasyon hususunda da hatırlasa sorun kalmayacak aslında biliyor musunuz? Naz’ın stres kontrol hususunda ciddi sorunları var mesela özellikle Pamir’in düzenli olarak onu hata yapmakla suçlaması da Naz’ı fazlasıyla etkiledi. Klinikten döndüklerinde “Bana neden iş yerinin adresini verdiğini söylemedin?” diye sorarken operasyon boyunca Naz’ın hiç bir hususta inisiyatif almasına izin vermeyeceği ve hatta onu dinlemeyeceği sonucu çıkıyor. Halbuki o adres sayesinde önemli bir bilgiye kavuşmuş olmalarına rağmen Pamir her fırsatta Naz’a karşı üstünlük kurmaya çalışırken Naz ondan tiksinsin diye elinden geleni ardına koymadı. Şimdi burada safi güven sorunu yok diye düşünüyorum. Pamir’in Naz’a karşı hep spesifik iki tavrı var : Birincisi polislik üzerinden bu mesleği yapmaması için onu vurması, güven duymaması ikincisi de Naz’ın Yaz karakterinde kalması, Pamir’i asla sevip, sempati duymaması için her fırsatta annesi ve ailesiyle onu aciz göstermek istemesi. Şimdi Pamir’in bu iki tavrı onun karakteriyle ilgili bize önemli ipuçları veriyor ve bu adam bu hallere sırf cool görünmek ya da havalı olmak için girmiyor, altında çok farklı sebepleri var.

Pamir Ulaş, ilk günden bu yana karakter olarak baktığında kendini beğenmiş, soğuk, kaba ve egolu bir adam görüntüsü çizdi. Şimdi ona bu şekilde bakıp geçmek kolayıma gelse de ben çok ayrıntıcı bir insan olduğum için Pamir’in bu davranışının sebebini merak ediyorum. Öncelikle şu anne meselesine girmek istiyorum. Farketmişsinizdir Pamir her fırsatta “Annesini arıyor, annesine haber vermeden duramıyor!” diye söylendi durdu. Amirden tutun da Talat’a kadar sürekli aynı şeyi söylüyor ve bence artık bunun altında yatan bir sebep var. Bunu zayıflık olarak görüyor derdim ama kahvaltı meselesinde “Aile kahvaltısı işleri bana göre değil” dediğinde bir şeyler parlamaya başladı. Pamir hayatımıza girdiğinden bu yana mesleği ve iş arkadaşları dışında kimseyi görmedim. Naz’ın dayısı, annesi falan varken Pamir’de kulak kanatan bir sessizlik var. Bence bu yüzden Pamir, Naz’ı istemiyor diye düşünüyorum ve Naz kendisinden uzak dursun diye elinden geleni ardına koymadı. Naz’ın arada kendisiyle ilgili sorduğu sorulara Levent olarak cevap vermesi, “Pamir seni ilgilendirmiyor!” demesi de bu yüzden. Pamir karanlıkta kalmak istiyor ama Naz’ın ışıklar içindeki hali onu etkilemeye başladığı için duvarlarını ona karşı yükseltmedi, resmen Çin Seddi kurdu.

Pamir’in Naz’a düzenli olarak “Levent seni ilgilendiriyor” demesi, gülüşünden bile rahatsız olması, güvenmemesi ya karşısındakinden hiç etkilenmediğini ya da çok etkilendiğini gösterir. Pamir düzenli olarak Naz’a üç cümle kuruyor : Kurala bağlı kal, çok konuşma, sorma, seni sadece Levent ilgilendiriyor. Özellikle kendisiyle ilgili karşısındakine tek kelam etmemeyi kafaya koymuş vaziyette. Pamir, Naz’a karşı kendisini gizlerken hatta Naz’ın kendisi hakkında konuşmasına izin vermezken kendisi tam tersi davranarak Naz’ı analiz etmekten geri durmadı. Yemeğe gittiklerinde polis olmayı istemediğini, annesini babasından sonra koruma iç güdüsüyle hareket ettiğini söylerken Naz’ın dolan gözleri Pamir haklı olduğu için değil karşısındaki adamın her fırsatta kendini küçük görmesinden, güvenmemesinden kaynaklı diye düşünüyorum. Asla doğru düzgün iletişim kurmayıp iki ayrı cephede savaş veren askere döndüler. Hal böyle devam ederse Naz ve Pamir’in bu operasyonu başarıyla tamamlamaları çok zor. Bu iletişim sorunu yüzünden Tarık’ın kurduğu tuzağa neredeyse düşüyorlardı. Naz Pamir onu dinlemediği için anlatmadı, Pamir Naz’ın bir şeyler öğreneceğini düşünmediği için sormadı ve kendi çabasıyla öğrendiği bilgi üzerinde operasyon kurmaya çalışırken Naz son anda olayları birleştirmese neredeyse Tarık ikisini de balıklara yem edecekti.

Biz buraya kadar Pamir’in güven sorununu anlattık da Naz da aşağı değil. Nasıl ki Pamir ona güvenmiyor, Naz da Pamir’e güvenmiyor. Nereden çıkardın demeden hemen anlatayım : Bir kadın kaldığı yerde neden odasını kilitler? Kimseye güvenmediği için değil mi? Annesi ne dedi? “Odanın kapısını kilitledin mi?” Benim anladığım kadarıyla babasının ölümünden sonra Naz kendisini annesine adadı ve hayatında gördüğü, tanıdığı tek erkek de dayısı olunca güvensiz bir kadın olarak büyüdü. Yani Naz’ın da karşısındaki adama güvenmesi öyle kolay olacağa benzemiyor. Naz, Namık yüzünden evine, annesine sahip çıkmak zorunda. Babası ölmüş, dayısı hiç bir işe yaramayan bir kız neden erkeklere güvensin ki? Güvenemez ki Pamir de zaten sağolsun Naz’ın özgüvenini her fırsatta öyle alaşağı ediyor ki Naz ne yapacağını şaşırdı ancak yine de duruma kolay ayak uyduruyor.

Yazının başından beri bahsettiğim tek durumu güven farkındaysanız ve aslında birbirlerine inandıklarında akıllıca kurulmuş bir tuzağı bile nasıl alaşağı ettiklerini hepsini hepimiz canlı canlı izledik. Tarık neredeyse operasyonu bertaraf edecekti ki Pamir, Naz’a güvendi, onun öngörüsü sayesinde olay çözüldü. Pamir’in orada Naz’a direkt “Olay çözüldü” demesiyle olay biterdi ama onu sakinleştirmek için büyük çaba gösterdi. Saçlarını öpmesi, elini tutması, yanına oturması aslında yazının başında bahsettiğim iki durumun gerçek durumunu ortaya koydu. Birincisi Pamir sonunda Naz’ın hala bir çömez olduğunu, panik halinde hata yapacağını hatırladı ve sakinleştirdi, ikincisi de bu davranışlarının sebeplerinden birinin Naz’dan çok etkilenmesi olduğunu ispat etmiş oldu.

Pamir Ulaş, Naz’dan, zekasından, neşesinden çok etkileniyor ve tam olarak hala bilemediğim bir sebepten dolayı onun Pamir’e yaklaşmasını istemiyor. Levent olarak anlayışlı, tatlı olurken Pamir olarak ona sürekli olarak kötü davranmasına rağmen çok etkilendi. Bunun bariz örneği de tutuklamayla ilgili konuşmalarından anlıyoruz. Naz’ın ilk tutuklamasının kendisi olduğunu söyleyip yanından ayrılmasından sonra yüzünde gururlu gülümseme aslında Naz’ın polisliği ya da varlığıyla ilgili sorunu olmadığını net olarak ortaya koydu. Peki bu adamın bu kadar kalpsiz, duygusuz ve kaba duruşunun altındaki sebep ne? İşte bunu öğrenmek için gün sayıyorum ben arkadaşlar, Pamir çok derin bir karakter ve onun ördüğü duvarlarının ardından çıkacak hikayeyi ve Pamir’in yola geleceği günü heyecanla bekliyorum.

Pamir ve Naz tam gizli kimliklerini korudular derken, Namık sitede özel güvenlik olarak işe başlaması her şeyi birbirine katmak üzere. Onun Naz’ı orada hem de evli olarak görmesiyle oyuna yeni oyuncular dahil olurken, operasyonu devam ettirmek ve gizli kimliklerini saklamak Pamir ve Naz için hiç kolay olmayacak. Namık’a Naz ne açıklama yapacak bilmiyorum ama Pamir için üzgünüm o korktuğu aile sofrasının tam ortasına düşmek üzere, iyi şanslar Pamir’cim, bu aileyle ihtiyacın olacak.

Bu haftalık da benden bu kadar arkadaşlar. Dizinin ikinci bölümünü, konuların açılma ve karakter dağılımını çok sevdiğimi söylemek zorundayım. Özellikle Sezen Aksu ezgilerini dizilere çok yakıştıran bana “Kaçın Kurası” sürpriz oldu. Casta zaten söyleyecek bir şeyim yok, yaratılan her karaktere ayrı hayranlık besliyorum ancak benim biraz daha empati yapmaya, çözmeye çalıştığım kişi şu aşamada Pamir oldu. Naz açık kitap gibi, çok duru bir karakter. Sinem Ünsal ona hayat verirken sakinliğinin ardındaki hareketi, heyecanı çok güzel taşıyor ekrana. Aynı şekilde Halit Özgür Sarı da Pamir’in sürekli değişen ruh halini mimik bile atlamadan verdi. Tüm ekibin, emeklerine sağlık olsun, bu haftalık da benden bu kadar, haftaya yeniden görüşmek üzere. Sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.