Hep Mi İmkansızı Sever Kalp? (Asi)

Türkiye’nin geçmiş geçmiş en iyi televizyon dizisini sorsalar, birçoğunun ilk on dizi içerisinde sayacağı bir dizi, Asi. Kanal D ekranlarında  3 sezonluk ekran yolculuğu boyunca evlerimize konuk olan dizi, sektörün duayen isimlerinden Tomris Giritlioğlu’nun imzasını taşıyor. İlk bölümünden başlayarak çok büyük bir aşkı beyaz cama taşıyan dizi bugün hala unutulmazlar arasındaki yerini, büyük başarıyla korumaya devam ediyor! Asi çocukluk yıllarından itibaren büyük bir kinle büyütülen Demir’le, o nefretin hedefindeki ailenin kızları Asi’nin hikayesinin anlatıyor. Kalp neden hep imkansızı sever ki? İşte Asi ekran yolculuğu boyunca bize hep bu soruyu sordurdu: Neden kalp hep olmazlara tutulur?

Demir Doğan Antakya’da dünyaya gelmiş ancak annesinin ölümünün ardından kardeşiyle birlikte teyzeleri tarafından büyütülmüş bir adamdır. Memleketinden ayrılırken ayağında giyeceği ikinci bir ayakkabısı dahi olmayan Demir, çok daha güçlü bir şekilde evine geri döndü. Seneler sonra döndüğü Antakya’da artık  tek bir amacı vardır : Yıllar önce Yusuf Ağa tarafından  en ağır şekilde  çalıştırılmasının ardından çiftlikten kovulan ve sonrasında da yaşadıklarına, yokluğa dayanamayıp intihar eden annesinin intikamını almak. Demir, Hatay’a geldiğinde kalbi hınç ve öfke doluydu. Tek istediği geçmişin hesabını sormak ve bir zamanlar annesinin yapamadığını yapıp, yenilen haklarını Kozcuoğulları’ndan geri almak. Buraya kadar her şey iyi olsa da Demir’in bilmediği iki şey vardı: Birincisi o çiftliği artık bir zalim değil, İhsan gibi iyi bir insanın yönetmesi; ikincisi de düşmanının kızına aşık olacağı gerçeği!

Demir senelerce zalimlerden nasıl öcünü alacağını düşünürken, kendini hiç beklemediği bir ikilemin içerisinde bulacağını tahmin bile edemezdi. Annesini ölüme yollayan adamın aksine İhsan iyi bir insandı ve Demir dışından itiraf edemese de içten içe bunu biliyordu. Teyzesinin geçmişteki hırslarına dahi yenilen Demir, savaş baltalarını hayatını babasının kirli geçmişini temizlemek için adayan İhsan Kozcuoğlu’na kaldırmıştı. İhsan’a her yaklaştığında da karşısında ona haklı olduğunu söyleyen bir adamdan ziyade onu durdurmaya çalışan ve her attığı adımla kalbine adını ateşten bir demirle dağlayan Asi çıkıyordu.

Asiye Kozcuoğu! Hayatını babasına ve çiftliğine adamış, eğitimini bile çiftlikte babasına yardım edebilmek adına veterinerlik üzerine almış, büyüyüp yeşerdiği toprağına yürekten bağlı, tersine akan Asi nehri gibi hırçın ama bir o kadar da güçlü bir kadın. Asi için önemli olan tek şey verimli topraklarının yeniden yeşermesi, hayvanların sağlıklı olmasıydı. Ta ki İstanbul’dan gelen bir yabancı hem kendi hem de ailesinin hayatının ortasına bomba gibi düşene kadar…

Asi, Demir hayatına girdiği andan itibaren birçok şeyle yüzleşmek zorunda kaldı. Her defasında ailesiyle sevdiği adam arasında kalan bir kadın olarak içinde büyüyen aşk onu her geçen gün daha da yaralamaya başlamıştı. Ne kaçabildi, ne de Demir’in kalbindeki öfkeyi söküp alabildi. Her defasında sevdiği adamın öfkesine maruz kaldı. Asi için bu aşk değil savaştı sanki ve ne yazık ki Demir geri adım atana kadar bu savaşın galibi her zaman öfke oldu. Asi’yle Demir’in sınavı da hep buradandı. Aşk, gurur ve nefretin arasında yeşermeye çalışan aşklarını hayatta tutmaya çalışmaktı, hepsi bu.

Asi ve Demir’in yolları birçok kez ayrıldı ancak hiç bir zaman tam olarak birbirlerinden kopmadılar. Demir’in geçmişinden getirdiği öfkesi, Asi’nin o öfkenin kaynağı olan ailesine derinden bağlı olması Asi’yle Demir’in birleşmesini her zaman engelledi. İki taraf da ne yaparsa yapsın, diğerini ikna edemedi. Daha doğrusu Asi, Demir’i ikna edemedi. Her ettiğinde de başka bir engel karşılarına çıktı ve birbirini böylesine seven iki aşığı daha da keskin ayrılıklara savurdu.

Demir’e göre Asi; ailesine olan bağlılığından dolayı onların ne kadar acımasız insanlar olduğunu göremiyordu. İhsan’ın olanlarla alakasının olmaması bile bu öfkeyi dindirmedi. Asi’ye göre Demir de öfkesinden gerçekleri göremeyen, kalbinin sesini dahi dinleyemeyen kalbi hırs ve öfkeyle dolu bir insan. İkisi için de bu aşk en başından imkansızdı, olması, kavuşmaları mümkün değildi ama kaderin her zaman söyleyecek başka bir lafı vardır : Ben daha son sözümü söylemedim!

Asi ve Demir’in aşkları bir çok defa sınandı. Hem de en ağır şekillerde çok büyük sınavlara tabi oldular. Önce aileleriyle sonra kendileriyle, sonra egolarıyla sınandılar. Her defasında giden Demir, bekleyen Asi oldu. Ne Asi köklerinden kopabildi ne de Demir kök saldığı kadının kalbinden kaçabildi. Kalp imkansız da olsa belki bir gün olabilir umuduyla aşka  sarıldı . Asi ve Demir için umut hep vardı ama yanı başında da hep imkansızlıklarının acı gerçeği yüzlerine tokat gibi iniyordu.

Ben bu hikayede hep umuda inanan taraftım çünkü gerçekten sevenler asla ayrılamazlar diye düşünüyorum. Aynı hikayede yeşeren bir hikaye daha vardı : Kerim ve Defne! Onlar da sevdiler ama ilk rüzgarda savruldular. Defne’nin bildiği aşk masallarıyken, Kerim kara şövalyelik peşindeydi. Kerim’in ilişkiler hususundaki rahatlığı, Defne’nin hassas ruhunu her defasında paramparça etti. Onların ayrılıkları çok daha basit ve hızlıydı.  Sonrasında birleşseler de, çabalasalar da sevgilerinin üstüne ihanet karabasanı çöktü. Halbuki Demir uzaklara gittiğinde dahi aşklarına bir başka el dememişti.

Asi ve Demir her şeye rağmen aşkın kazanabileceğini gösteren büyük bir aşk hikayesiydi. Demir’in kendini kaybederek uzaklara gitmesinin ardından dönüşünde bile o büyük aşkın olduğu yerde durduğunu gördükten sonra aşkın mucizesine inanmayalım da ne yapalım değil mi ama? Hele de o aşk dibinde küçük bir de filiz vermişse, nasıl olacaktı da o yollar ayrı kalacaktı. Demir kendini yeniden bulmaya karar verdiğinde bu sefer sadece Asi’ye değil minik kızı Asya’ya da sarılarak yeniden hayata tutundu. Aşklarının mucizesi, kızlarının yaydığı umut ışığı Doğan Ailesi’ni hiç kopmamak üzere birleştirdi.

Asi, Demir ve Asya! Bu minik çekirdek aile büyük mücadelelerin ardından mutlu sonsuzluklarına kavuştu. Asi dizisinin bende bıraktığı en büyük iz de buydu. İyiler bir gün mutlaka kazanır. Gerçek aşkın karşısında hiç bir güç duramaz, birbirini gerçekten seven iki kişi birbiriyle olmanın bir yolunu her zaman bulur.
Veeee söz konusu aşksa zor diye bir şey yoktur, imkansız sadece zaman alır….

Bu ekranlardan bir Asi fırtınası geçti diyeceğimiz dizi yayınlandığı dönemde büyük ilgi görmüştü. Murat Yıldırım ve Tuba Büyüküstün’ün başrollerinde yer aldığı dizi Türkiye sınırlarını aşan başarısı, anlattığı dillere destan aşk hikayelesiyle bugün hala konuşulmaya devam ediyor.

Bu hafta unutulmayanlar köşemizde Asi’yi konuk ettik!
Bir sonraki anı köşesi konuğumuz için sosyal medya hesaplarımızdaki anketlere katılmayı unutmayın.
Sevgiyle kalın ve mucizelere inanmaktan asla vazgeçmeyin.