YAZAR : Simay DEMİR

Aşk çok büyüleyici bir duygudur, insanın ayaklarını yerden kesen, olmazları oldurtan, bir yandan bulutların üstünde dolaştığını hissederken bir yandan da asla bitmesin istersin bu his. Ama çok korkunç bir yanı da vardır, ayrılıkla gelen ve kalpte yarattığı müthiş acı. Bazı insanlar sırf bu acıdan korktukları için hayatlarına kimseyi almazlar. Halbuki her aşkın dinamiği farklıdır ve kimse ayrılmak için birlikte olmaz. Aşkın tek yönü yoktur maalesef ve aşık olduğumuzda sadece güzellikleri beklemek hayalden başka bir şey değildir.

Aşk bu, insana cenneti de yaşatır cehennemi de. Ateş ve Leyla aşka cenneti de yaşadı cehennemi de. Onlar şu an aşkın cehenneminde kıvranıyorlar ama ben inanıyorum onların aşkı bunun da üstesinden gelecek kadar güçlü. Leyla rüya gibi bir birlikteliğin ardından kabus gibi bir ayrılık yaşadı, Ateş’se kendi duygularına, Leyla’ya olan aşkına çoktan hapsolmuş durumda.

Leyla Ateş’in intikam hamlesiyle paramparça oldu resmen. Tüm duyguları, inandıkları gözyaşlarıyla aktı ve her gözyaşı kalbine bıçak gibi saplandı, öyle ki gelinliğini bile daha fazla görmeye tahammül edemedi. Leyla ağlarken bir tek Ateş’in söylediklerine değil söylemediklerine de yandı aynı zamanda. Kandırıldığını, asla sevilmediğini ve belki de hiç sevilmeyeceğini düşündü o anlarda. Zira ailesinin sevmediği, annesinin koca bir parkın ortasında yapayalnız bırakıp terk edip gittiği birini bir yabancı niye sevsin, niye o yabancı ona aile olmak istesin ki? Leyla belki bunları dile getirmiyor ama zaten bilinç altı bunlarla dolu. Öyle ki başına gelen bu felaketten ilk sorumlu tuttuğu kişi yine annesi oldu. Çünkü ona göre annesi onu bırakmamış olsaydı belki başkasının sevgisine de bu kadar bağımlı olmayacak, bir ailesi olsun diye bu kadar çırpınmayacaktı. Leyla sevgi açlığı çeken, aile yoksunluğu yaşayan biri. Zaten öyle olmasaydı Yakup gibi birisini bunca zaman hayatında tutar mıydı? Ya da daha sadece birkaç saattir tanıdığı Firuze’ye bu denli içini açar mıydı?

Ateş Leyla için aile, hayat, her şey demekti. Birlikte dilek yolunu yürümek isteyeceği, yaptığı her şeye rağmen affedilmek isteyeceği biriydi Ateş onun için. Ama o Leyla’yı en hassas noktasından vurdu. Yaptığıyla bir tek Leyla’nın onurunu kırmadı aynı zamanda onun sevgisini, çocukları ile aralarındaki bağı hiç düşünmeden kopartıp attı. Bence Leyla’nın ona bu kadar kırgın olmasının da “Seni asla affetmeyeceğim” demesinin de sebebi bu; onu çocuklardan da koparmış oldu bu yaptığıyla Ateş. Yalnız şunu söylemeliyim ki Leyla’nın eve dönüşü Ateş kadar beni şaşırtmadı, zira Leyla hiçbir zaman o eve Ateş’i dolandırmak yahut o evden para kazanmak niyetiyle gelmedi ve ben eminim ki söz konusu çocuklar olduğunda o ne olursa olsun o eve geri gelecektir her zaman. Çünkü kendisi de yurt hayatı görmüş, yaklaşık on sene yurtta kendisine gösterilecek bir tutam sevgi kırıntısını beklemiş biri, çocukların aynısını yaşamasına asla izin vermezdi. Bence Ateş’in şaşırma sebebi de bu; o Leyla’yı çok iyi tanıdığını söylemiş olsa da onu hiç tanımıyordu. Ta ki gerçek Leyla’yla tanışana kadar.

Açıkçası beni en çok şaşırtan şey Ateş’in Leyla’ya karşı olan tutumu oldu. Ben Ateş’in yaptığı şeyden taviz vermeyeceğini aksine Leyla o eve çocukları için gelmiş ve boşanacak olsalar bile onunla uğraşmaya devam edeceğini düşünmüştüm. Fakat Ateş Leyla’nın “Neden yaptın, neden söylemedin? Belki de beni hiç sevmedin, oyun oynadın benimle” sorusuna bile “Ben de yeni öğrendim” diye açıklama yaptı. Sevgisinin yalan olmadığına inandırmaya çalıştı kendisini. Ve bu bende bu geçiş sürecinin sanıldığından daha yumuşak geçeceğinin hissettirdi. Çünkü ikisi de yaralanmış durumda ve bu ilişki sadece ikisini ilgilendiren bir ilişki değil. Çocukların nerede yasayacağından tutunda, şirketin kime kalacağına, vasiliklerini kimin yapacağına kadar her şey ikisinin ilişkisine bağlı. Bu durumda ne Ateş intikam almayı düşünebilir ne de Leyla gitmeyi ve ikisi de şu an birbirine mahkum durumda.

Ateş aslında Leyla’yı öyle tanımıyor ki onun döndüğünü görünce şaşkınlığını gizleyemedi, çünkü bu yaptığının ağırlığının da, Leyla’yı nasıl mahvettiğinin de gayet farkındaydı. Ama tam burada aklıma bir şey takıldı ;Ateş Leyla’nın gidip bir daha geri dönmeyeceğini düşünüyorsa ve bunu böyle kabul ettiyse neden resmi nikah kıydı, daha da önemlisi neden onu tüm borçlarından kurtarıp, şikayetçi olanların şikâyetini geri almasını sağladı? Başta bunun sebebinin sadece onu korkmak olduğunu düşünmüştüm ama bunun çok daha ilerisi olduğunu görmem Ateş’in zekâsına bir daha hayran olmama sebep oldu. Ateş bu sayede bir tek Leyla’yı kurtarmış olmadı aynı zamanda Füsun’un bunu bir koz olarak kullanmasının yolunu da tıkamış oldu. Ortada bir şikayetçi olmayınca Füsun da hiçbir şey bulamamış oldu.

Füsun bir kez daha Leyla tarafından bozguna uğrayınca büyük oynamaya karar verdi ve belki de ucu Firuze’ye kadar varacak bir şey yakaladı Yakup sayesinde. Firuze’yi tanıdıkça Leyla’nın ailesine olan merakım daha da kabarıyor açıkçası. İstediği zaman gelip Arcalı holdingle iş yapacak kadar önemli biri ve gördüğüm kadarıyla Füsun gibi burnu Kafdağı’nda olan biri bile saygı duyuyor kendisine. Zira Füsun gibi bir kadın kimseye boş nezaket gösterecek biri değil bunu Bige’ye davranışlarından da çok iyi biliyoruz. Bu durumda Firuze kim, Arcalı holdingle nasıl bir iş yapacak, Leyla bu işin neresinde olacak çok merak ediyorum. Ayrıca ne zamandır Leyla’yı arıyor, neden onu bırakmak zorunda kaldı? Benim için hala cevaplanması gereken sorular. Üstelik Leyla ona bu derece kızgınken onun kalbini nasıl geri kazanacak aşırı merak ediyorum.

Ateş ve Leyla belki kader belki de bambaşka bir sebepten dolayı bir araya geldiler. Şimdi ikisi de istemeyerek de olsa boşanmak için dilekçeye imza atmışken evren onlara yepyeni bir oyun oynadı ve o çiftlikte çocuklar için evli gibi davranmak zorundalar. Bu belki hem öfkelerinin birazcık olup dinmesine ve birbirlerini daha iyi anlamalarına sebep olur. Fakat şöyle bir gerçek var ki Füsun bu geriye kalan iki ayda bu evliliğin sahte olduğunu, Leyla’nın çocuklar için tehlike oluşturacağını ve Ateş’in onlara doğru düzgün bakamayacağını kanıtlamak için elinden geleni yapacaktır.

O zaman bu haftalık da benden bu kadar haftaya yeniden görüşmek.

 

 

 

 

 

 

 

Yorum bırakın